Cumhuriyet Halk Partisi’nin milletvekili adaylarını ön seçimle belirleme kararı; genel seçimlerini yerel seçime dönüştürdü adeta. Ön seçim tarihinin 29 Mart olarak belirlenmesi de bir yıl önceki yerel seçim heyecanı ile pekişiyor. Eskiden Ankara’da kamp kuran milletvekili aday adayları şimdi yerelde atomu parçalama kararlılığında adeta. Elini sıkmadıkları vatandaş bırakmama ısrarını iliklerimize kadar hissediyoruz. CHP Genel Merkezi doğru bir karar verdi; "Biz belirliyoruz da ne oluyor beğenmiyorsunuz; sandığa gitmiyor, eleştiriyorsunuz… Alın kimi milletvekili adayı yapalım siz karar verin” denildi bir bakıma örgütlere… Tabi bu konuda söz sahibi olma iddiasında olanların bir zahmet partiye de üyeliklerini gerçekleştirmiş olma şartıyla CHP, tavan ile taban arasındaki karşılıklı sorumluluk duygusunu güvence altına almış durumda.
Seçimlerde sandık başına gitmemekle eleştirilen ‘sosyal demokratlar’, ‘elit’ kesim bakalım ‘ön seçim’ için bu zahmete ne ölçüde katlanacak!? Söylenmeyi bırakıp, eyleme geçseler ne iyi ederler kendi beklentileri adına… 4 yıl boyunca istemedikleri iktidara sövmek yerine, ayaklanıp bir (şimdiki durumumuzda iki) defa sandığa gitmeyi tecrübe etmekte fayda var.
İstanbul 3. Bölgede CHP’nin 126 aday adayı var. Parti üyeleri 29 Mart’ta hakim huzurundaki ön seçimde kimi aday görmek istediklerini belirleyecek. Ön seçimde Silivri Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi’nde oy kullanılacağı açıklandı.
CHP, aday adayları arasında milletvekili adaylarını belirleme telaşı içindeyken AK Parti de durmuyor. Bir çokları bunun göstermelik bir çalışma gibi yorumlasa da; ben katılmıyorum. AK Parti, Silivri’den genel seçimin seyrini değiştiremez ama mevcut ilçe yönetiminin kaderini belirleyebilir. Bu da 2019 hakkında önemli bir done ve etki ortaya koyar…
Geçtiğimiz hafta AK Parti Silivri İlçe Teşkilatı tarihi bir çalışmaya imza attı… Bir gecede 130 ailenin kapısını çaldılar. SKM’nin organize ettiği çalışmanın fikir orijinalliğini düşünürken, bu zorlu koordinasyonu sağlayıp programı gerçekleştirmek kutlamayı hak ediyor. Tabi ki aksaklıklar olmuştur, sıkıntı ve zorluklar meydana gelmiştir. Ben niyet ve gayretlerine hayran kaldım. Böyle meziyetleri var demek ki SKM’nin Başkanlığını yürüten Bayram Üstündağ’ınki öyle kolay gözden çıkarılamadı… (Sanıyorum bana bir can borcu olduğuna dair selamımı almıştır : ))
Şaka bir yana siyasette de hayattaki gibi hiçbir şeyin hafife alınmaması gerektiğini söylemek mümkün. ‘Ufak taş baş yarar’ misali 7 Haziran sonuçlarının 2019’a kadar her siyasi pati etkinliğinde birilerinin başını isabet almak üzere yollanacağını unutmamakta fayda var. Vekil adayları da seçilenler de bir süre sonra gündemimizden gider ve biz yine biz bize, baş başa kalırız. Neyin başarıldığını görmek mimarları için olduğu kadar karşı tarafa da etkisi var ama ters orantıda. Sizi güçlü kılan, rakibinizi zayıflatan sonuçlardan söz ediyorum…
Ve CHP’nin Cuma akşamki milletvekili aday adayı tanıtım konulu örgüt toplantısına dair bir Selami Değirmenci notu düşmek yine kaçınılmaz…
Bir siyasetçi öfkeyle kalktığında zarla oturacağını öğrenmedikten sonra kayıp vermesinin önüne geçmesi kaçınılmaz… Değirmenci suçlandığı şey karşısında sessiz kalamazdı. Konuşsa bir dert, sussa ayrı dert! Işıklar’ın geçtiğimiz hafta imza attığı yanlışlar zincirine eklediği birbirinden gereksiz halkalar gün gelecek elbette ayağına dolanacak! Arkasında duramayacağınız bir şeyi yaparken, aslında en büyük zararı kendinize verdiğiniz gerçeği de siyasetin siyasetçilerine verdiği önemli derslerden biri.
Şu da bir gerçek ki; Silivri siyaseti Işıklar ve Değirmenci düşmanlığından türettiği, beslediği bir siyaset/siyasetçi kesimi yarattı! Bunların bir kısmı Işıklar, diğer bir bölümü Değirmenci üzerinde çok etkili. Işıklar ile Değirmenci kendi zaaflarına yenilen, kullanılmaya müsait iki aktör durumumuzda.
Işıklar’ın sesli veya sessiz ifade ettiği gerekçelere inanacak gibi olsanız ‘barış sağladık’ diye ortaya çıktığında boşta kalıyorsunuz. Değirmenci düşmanlığının gereksiz olduğunu söylediğinizde sahip olduğu kompleksleri yok saymanız yeterli değil bizzat bunları aşması lazım ama bu da günümüze kadar mümkün olmadı.
Işıklar, Silivri’nin, yelerde CHP’nin tarihini yeniden yazan bir siyasetçi olarak kendi ikbali üzerinde hükmü olmadığı; diline, sinirlerine sahip /yersiz gurur çıkışlarına mani olamadığı izlenimini yaratmaktan vazgeçmeli…
Yaptığı hatalara bakılırsa, üstlendiği sorumluluğun ağırlığını da kendisine inanan ve güvenen insanları da unutmuş olmalı! Görevleri ve kim olduğu konusunda hafıza tazelemesine ihtiyaç var... İyi haftalar!