Yukarıdaki başlık sizlere belki de ters yazılmış bir sözcük gibi gelmiş olabilir. Ancak bilinçli olarak yazdığım sözcüklere inandığımdan ve bu sözcüğü dünyaca ünlü fotoğraf üstadı ve muhabiri merhum Suavi Sonar için kullandığımdan doğrudur, yerindedir.
Kanımca, sadece gökyüzünden yeryüzüne yıldılar kaymaz, bazen de "Yıldız” sözcüğüne layık Suavi Sonar gibi insanlar aramızdan sessizce kayıp gökyüzüne ulaşırlar ve yine bizlere oradan da ışık tutmaya ve yön buldurmaya çalışırlar.
Suavi Sonar 81 yaşına sığdırmaya çalıştığı tüm yaşantısı, renkli - sevecen kişiliği ve yarım asırlık mesleki becerisi ile bir yıldız olmanın ötesinde, yerli ve yabancı pek çok yıldızdan ve devlet adamlarından aldığı ışınlarla zaten yaşarken de bizleri güneş gibi aydınlatıyor ve ısıtıyordu.
Kurucusu olduğum Sanatçılar ve Sanatsevenler Derneğimizin Şeref Üyesi olarak katıldığı aylık konferanslı toplantılarımızda konuşmacı olduğu bir gün Elizabeth Taylor ile ne şartlar altında bir röportaj yapıp onu fotoğraflamaya çalıştığını anlatırken arkadaşlarımın kahkahalarını ve kendisinin de güleç yüzünü şu anda görür gibi oluyorum. Ancak ben gazeteciliğin zorluklarını yaşamış bir kişi olarak onun anlattığı şeylere gülmek yerine alkışlamayı tercih ediyordum. Hele sözü edilen Taylor’un bin bir zorlukla çekilen resmini Amerika’da pek çok yayınevi yüksek ücretlerle satın almak istediği halde Suavi Sonar’ın meslek anlayışı ve onuruna ters düştüğü için vermeyip Türkiye’ye ulaştırdığı ve resim flu çıkmış diyerek Hayat Mecmuasının bunu basmadığını işittiğimde ağlamamak için kendimi zor tuttum ve işte onun için alkışladım.
Basın şeref kartı hamili değerli üyem ve dostumun geçen yıl "1993 Burhan Felek Ödülü”nü alacağını bizzat kendisi telefonla bana bildirdiğinde tüm işlerimi erteleyip bembeyaz çiçeklerden bir buket yaptırarak tören saatinde Gazeteciler Cemiyeti’nde yine yanındaydım. Sevgili eşi Süreyya Hanımefendi ile yan yana oturup onun kürsüye çıkarak anlattığı zorlu ve güzel anılarını dinledik mutlu bir azınlık olarak.
Mutlu bir azınlık diyorum, zira bu
mutlu azınlık Şişli Camiinde ona son vedamızda da azınlıktaydı. Ancak gördüğüm
kadarıyla bu azınlık lüzumsuz
çoğunluktan daha önemliydi benim için. Daha doğrusu kendimi böyle teselli ettim. En azından sadece ben yaklaşık 400 kişiyi temsilen buradaydım. Gazeteciler Cemiyeti eski ve yeni başkanları, köşe yazarları ve değerli ailem yakınları ile kuru gürültü olmaktan uzak, çok sade ve az ama öz kişiler olarak onu son yolculuğuna uğurladık.
Seni daima saygıyla anacağız sevgili dostum. Sadece anmakla da kalmayacağız; siz değerli Sonar ailesini sık sık ziyaretlerim sırasında yapmış olduğum vaatleri yerine getirerek, derneğimizce değerlendirmek üzere bağışladığınız eserlerinizden 25 adedini devamlı sergilemek ve genç kuşak fotoğraf sanatçılarına ışık tutması adına Selimpaşa Kadir Has Üniversitesi duvarlarına asarak her an göz önünde olmasını sağlayacağız, nitekim sağladık da.
Bir nevi "vasiyet” olarak yerine getirmeye çalıştığım bu anlamlı serginin açılış konuşmasını yapan Prof.Dr. Ahmet Yörük öylesine güzel ve öylesine etraflıca seni anlattı ki, ben ve açılışta hazır bulunan oğlunuz Osman Sanarve eşi de bilmediğimiz bazı yanlarınızı hayretler içinde öğrenerek mutlu olduk.
Konferans salonunu dolduran okulun genç öğrencilerinin de seni candan alkışlamaları ise, bizlere bu vasiyetin yerini bulduğunu gösterdi.
Aslında; yazımın başlığını şöyle de yazabilirdim; sizler benim hayatımın birer yıldızı idiniz ve birer, birer hayatımdan kayıp gittiniz. "İşte onun için sizlerle kendimi zengin ve sizsiz fakir hissediyorum” demiştim serginin açılış konuşmasında.
Bir sene arayla kaybettiğimiz sevgili eşi Süreyya hanımefendiyi de rahmet ve saygıyla anıyor ve de son günlerini yaşadığı hastaneye koşarak, derneğimizenvanteri üzerinde gözüken 100 adet Suavi Sonar imzalı fotoğraftan 50 tanesini de Kadıköy Belediyesi’ne bağışladığımızı ve her sene tekrarlaması kararlaştırılan ilk sergide oğulları Osman beyinde hazır olacağını söylediğimde gözündeki yaşı ve yüzündeki mutlu tebessümü görür gibi oluyorum.
Vasiyetiniz gereği değerlendirilmek üzere bendenize vermiş olduğunuz 100 adet fotoğraflarınızın 50 tanesi Anadolu yakasının Kadıköy Belediyesi’nde, 25 tanesi Silivri Belediyesi’nde, 25 tanesi de Selimpaşa Kadir Has Üniversitesi’nde devamlı sergilenmek şartıyla yer alarak özellikle genç kuşakların fotoğraf sanatının inceliklerini öğrenmelerine sunulmuştur.
30 Eylül-5 Ekim 2013 tarihinde Silivri Belediyesi Sergi Salonu’nda kitabımın tanıtım gününde sergilenen eserleriniz ve sizin için söylenen sitayişkâr sözlerden vasiyetinizi doğru olarak yerine getirdiğime inandım sevgili dostum.