Yükselen fiyatlar sebebiyle alıcının konuta erişimi zorlaşırken, bir diğer önemli sorun da yeni konut üretiminde göze çarpıyor. Artan maliyetler ve finansman problemi dolayısıyla yeni konut üretimi geriliyor, mevcut konut stoku da eriyor.
Bu durumun 2023 yılında konut yetersizliği olarak kendini daha fazla göstermesi öngörülüyor. TÜİK verileri de üretimdeki düşüşü ortaya koyuyor. Her sene 750 bin yeni konut ihtiyacının olduğu Türkiye'de geçtiğimiz senenin 3 çeyreğinde 481.792 olan ruhsat sayısı, bu sene yüzde 15 oranında düştü ve 414.998 daire olarak gerçekleşti. Senenin tamamında ise bu düşüşün yüzde 20'lere ulaşması öngörülüyor.
Şu anda proje geliştirici şirketlerin sahipleri ve piyasa uzmanlarına göre; sektörle ilgili genel tabloya baktıklarında kur artışı ve artan enflasyonla beraber özkaynak finansmanı açısından sıkıntılı bir dönemden geçildiği "Tüketici tarafından baktığımızda ise konuta erişilebilirlik tarafında bir sıkıntı olduğunu görüyoruz. Konut alıcısının erişimi konusunda özellikle kamu bankalarının öncü olması gerektiğine inanıyorum" açıklamasında bulundu.
Konuya ilişkin görüş belirten aktörler "Türkiye ekonomisi son çeyrekte yüzde 3.9 büyürken, inşaat sektörü yüzde 14.1 küçülme gösterdi. Aslında bu durum sektörümüzün durumunu genel olarak özetliyor" denildi.
Uzmanlar bu durum da konut alıcısının erişebilirliğinin artırılmadığı sürece sektördeki küçülmenin 2023'te de süreceğini belirtti. 2022 yılında yükselen enflasyonla beraber üretmek ve fiyatlandırma yapmanın sektörde zorlaştığına dikkat çekilerek "2023'te de Rusya Ukrayna savaşının etkileri, tüm dünyada yaşanan enerji probleminin küresel büyümeye olan negatif etkileri sektörümüze yansıyacaktır. Bu sebeple 2023'ün sektörümüz açısından daha zor geçeceğini ve 2022 yılında en azından her firmanın stoğu olduğunu ve bu seneyi stokla bitirebildiğini aktardı.
2023'te markalı konut firmalarının elinde stok olmadan, konut alıcılarının erişiminin zor olduğu bir ortama girildiğini gelecek sene nakit akışının çok önemli olacağının altını çizen piyasa aktörleri "Bu süreçte şirketlerin nakit akışı için satış kaygısının artacağı ve her bir satışın öneminin aratacağı bir dönem bizi bekliyor. Sonuç olarak tüm bu rakamlar bize sektörün hem satışta hem de üretimde zorlandığını gösteriyor. Daha önceki deneyimlerimiz bizlere ürün üretilmediğinde fiyatların hangi seviyelere ulaştığını gösterdi" ifadelerini kullandı ve üretimin talebi karşılayan bir seviyeye gelmesi ve konuta erişimin kolaylaşması için devletin bazı regülasyonlara ihtiyacı olduğunu dile getirdi.
Gelecek süreçte gayrimenkul fiyatlarının lokal çekilmeler dışında düşmeyeceğine ve gayrimenkulün yine en iyi yatırım araçlarından biri olacağını öngördüğüne vurgu yaptı.
Yeni konut kampanyası ile gayrimenkule olan talebin daha da artacağına ve az kalan mevcut stokun eritilmesi adına önemli bir hamle olacağına vurgu yapan bazı yetkililer konuya ilişkin "Ancak bizim sektör olarak en büyük sorunumuz arz tarafında. Arzda yaşanan ciddi sorunun satış fiyatlarının sürekli yukarı yönlü olmasını tetikliyor" açıklamasında bulundu.
Özellikle orta gelir grubunun satın alma gücünün düşmesinin önemli bir sorun olduğu. "Tüketicinin konuta erişimini desteklemek için ödeme kolaylığı dışında özel sektörün arzını destekleyecek adımların atılması gerekiyor" ve bu nedenle arzı artırıcı teşviklerin olmaması halinde yeni stok üretimi sorunu sebebiyle yıllık satış adetlerinde düşüş olabileceğini aktardı.
Üretimin desteklenmesi için üreticilere kamu ve özel sektördeki bankaların kredi verme iştahlarının artması gerektiğinin altını çizen uzmanlar, konu ile ilgili vergi ve harçlarda indirime gidilmesi gibi konularda da destek olunması gerektiğini dile getirdi.
***
İç piyasanın durgun olduğu dönemlerde yabancı satışlarının sektöre nefes aldırdığına vurgu yapan uzmanlar "Dolayısıyla bu düzenlemenin sektörü olumsuz yönde etkileyeceğini öngördük. Rakamın 250 bin dolardan 400 bin dolara çıkarılması yabancı yatırımcıyı ürküttü diyebiliriz. Kademeli bir geçiş belki daha verimli olabilirdi" diye konuştu ve yabancıya gayrimenkul satışından yaklaşık 6 milyar dolarlık bir gelir elde edilirken, bu rakamı aşağıya çeken bir uygulamanı sıkıntı yarattığını söyledi. Rusya etkisinin 2023'te de süreceğini öngördüklerini belirten uzmanlar, konuya ilişkin Ancak Rusların kendi firmaları aracılığıyla Türkiye'ye gelmeye başlayacaklarını ve dolayısıyla yabancıya satış noktasında doğrudan kendi kanallarını kullanacaklarını düşünüyoruz. Buna rağmen projelerde bir Rus etkisi hissetmeye devam edeceğiz açıklamasında bulunarak, İran'daki karışıklığın bitmesinin de Türkiye'ye olumlu yansıyacağına dikkat çekerek geçmişte çok büyük satışların yapıldığı Suudi Arabistan pazarının, geçmişteki kadar güçlü olmasa da gelecek süreçte yeniden açılacağının altını çizdi.
***
Yukarıda inşaat sektöründe faaliyet gösteren yatırımcı ve profesyonellerin görüşlerine ilaveten yeni yılda hükümetin alacağı bazı kararların olduğu ve piyasalarında yeni açıklanacak ekonomik paket beklentisi olduğu malumdur. Devam edelim,
Hürriyet gazetesinde yayınlanan bir habere göre; Verilen bilgiye göre ‘Yüzyılın Kampanyası' adıyla duyurulacak olan dev hamlede hem konuta erişim kolaylaşacak, hem de üretim desteklenecek.
Yeni yılın Ocak ayında devreye alınması planlanan pakette en önemli argüman kredi faizi olacak. Bugün kamu bankalarında dahi kredi faizi yüzde 1.29 -1.36 bandında seyrediyor. Yine verilen bilgiye göre, özel bankalarda ise bu oran yüzde 2'nin üzerinde. Faizin yüksek ve kredi imkanlarının sınırlı olmasının tüketicileri zorladığını gören kamu, yeni kampanyada faizi yüzde 1'in altına indirmeyi hedefliyor. Faiz oranının gelire göre farklı olması, ilk defa konut alacaklara ek avantaj sağlanması bekleniyor. Faiz oranı kadar ödeme süreleri de alım kararında önemli bir kriter. Bu alanda da alıcıları rahatlatmak için 15 sene vade imkânı getirilmesi planlanıyor.
Habere göre söz konusu kampanyadan gerçek ihtiyaç sahiplerinin yararlanması için bir gelir sınırı belirlenmesi gündeme geldi.
Sosyal konutta olduğu gibi bir hane geliri açıklanması, bu sınırı aşmayanların alım yapması hedefleniyor. Ayrıca yine aktarılan detaylara göre, çalışmalarına devam eden Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum söz konusu kampanya ile ilgili önemli bir detaya dikkat çekti.
Yaptığı açıklamada söz konusu kampanyada ilk evini alacak vatandaşlara avantaj sağlanacağını dile getiren Bakan Murat Kurum kampanya ile hem vatandaşın alım şartlarının iyileşeceğini, hem de üretimin artması için geliştiricilere finansal destek sağlanacağını söyledi. Bakan Murat Kurum açıklamasında, "Cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda ana hedefimiz ilk evini alacak vatandaşlara avantaj sağlamak olacak." diyerek söz konusu kampanyanın ticari bir araç olmayacağını ve barınma ihtiyacına çözüm sunacağını söyledi. Yani birinin ‘kampanya şartları güzel, ev alıp satıp kazanayım' diyemeyeceğini belirten Bakan Murat Kurum, hem yükleniciler hem de bankalar aracılığı ile en iyi şartları sunacaklarını söyledi. Kurum ayrıca, konut piyasasında azalan üretimle bozulan arz-talep dengesi ve artan maliyetlerin ciddi sonuçlar doğurduğunu belirterek, son 1-1.5 yılda konut fiyatlarının ve kiralarının hızla yükselmesinin her kesimi derinden etkilediğini kaydetti. Bakan Kurum, bu sebeple kampanya ile konut arzının artması ve piyasanın regüle edilmesinin hedeflendiğini de sözlerine ekledi.
***
Yeni yılın vatanımıza, milletimize ve Alem-i İslam'a hayırlar ve güzellikler getirmesini Rabbimden niyaz ediyorum. Mutlu yıllarımız olsun.