
“EMEĞE DEĞER VERİLECEKSE,
NEDEN ADAY SEÇİLMEYEYİM?”
İlhan UYGUN: CHP sizi neden milletvekili adayı göstermeli?
Abdullah YILDIRIM: CHP, gerçekten emek veren ve partiye hizmet eden insanlara görev veriyor. Bu güne kadar ben hiç görev talebinde bulunmadım. Aldığım görevlere talip olmadan seçildim. İşimi seve seve yaptım. CHP gönüllülük esasına çok önem veriyor. Hiçbir karşılık beklemeden, ailemden, işimden, sağlığımdan fedakârlık yaparak özveriyle çalıştığıma inanıyorum. Eğer emeğe değer verilecekse, gerçekten bunlar ölçü alınacaksa neden aday seçilmeyeyim? 19 yıldır CHP’deyim ve hiçbir partiye gitmedim, başka bir partiden aday olmadım. Sadece 2009 yerel seçimlerinden sonra duyduğum sorumluluk gereği Belediyede görev aldım. Bir buçuk yıl devlet memurluğu sıfatıyla Belediye Başkan Yardımcılığı görevinde bulundum. O zaman mecburen istifa etmek zorunda kaldım. 2 Nisan itibariyle de Merkez Yürütme Kurumu kararıyla tekrar CHP yolunda şerefle devam ediyorum.
“BORCUMUZ ARTTI, SORUNLAR DEVAM EDİYOR, CUMHURİYET DEĞERLERİMİZ SATILDI”
İlhan UYGUN: AKP iktidarındaki Türkiye’de yaşananları anlatır mısınız?
Abdullah YILDIRIM: Bu gün ülkemizin durumuna bakıldığında, sosyal demokrat iktidara ihtiyaç olduğunu görüyoruz. Ülkeyi yöneten zihniyet, AKP 2002 yılından beri iktidarda. Ülkenin o günkü ve bu günkü durumuna bakın. Göreceli olarak bazı iyileştirmeler olabilir. Devasa binalar, otobanlar, yollar falan filan, ama halkımıza baktığınız zaman geçim sıkıntının, işsizliğin, esnaf, çiftçi, köylü ve sanayicinin sorunlarının devam ettiğini ve daha da çoğaldığı ve sorunların cevap bulmadığı bir 9 sene geçirdik. Bunların uyguladığı programın hiç biri sosyal demokrat anlayışta değil. Onların kendilerine özgü anlayışları var ve ülkenin nereden nereye geldiğini görüyoruz. Ülkeyi aldıkları borç miktarıyla bu günkünü kıyaslayın. Ülke borcunun iki misli arttığını, Cumhuriyet kurulduğu bu güne kadar da bütün değerlerimizin yabancılara peşkeş çekildiğini görüyoruz. Borcumuzun daha da arttığını, sorunların devam ettiğini ve insanlarımızın yoksullaştığını biliyoruz.
“SİLİVRİ’NİN BÜTÜN SORUNLARINI ANKARA’YATAŞIYACAĞIZ”
İlhan UYGUN: Milletvekili seçildiğinizde Silivri’ye ne gibi hizmetlerde bulunacaksınız?
Abdullah YILDIRIM: Milletvekili seçildiğinizde tabi ki iktidar olmak çok önemli. Gönlümüzden geçen tek başımıza iktidar olmak. Eğer tek başımıza iktidar olduğumuzda ben de milletvekili seçilirsem Silivri’nin bütün sorunlarını Ankara’ya taşıyacağız. Şu anda ilçemizin sayılamayacak kadar çok sorunu var. Zaten Silivri’nin sorunlarını ülke genelinden ayırt etmek de pek doğru değil. İşsizlik, yoksulluk, istihdam, imar sorunu ülkede olduğu gibi Silivri’de de var.
“RİSK ALMADAN BAŞARIYA ULAŞAMAZSINIZ”
İlhan UYGUN: Sizin için risk nedir?
Abdullah YILDIRIM: Risk almadan zaten bir şey kazanamazsınız. Riskte kazanmak kadar kaybetmek de var. Risk almadan başarıya ulaşamazsınız. Ticarette de siyasette de bu böyledir. Asıl yaşam böyledir.
“SEÇİLMESEM DE CHP’NİN NEFERİ OLMAYA DEVAM EDECEĞİM”
İlhan UYGUN: Milletvekili adayı gösterilmezseniz, bu sizi nasıl etkiler?
Abdullah YILDIRIM: CHP’de 19 yıldır siyaset yapıyorum. 3-4 dönem görev almadım. Görev almadığım dönemlerde bile görevli arkadaşlar kadar kendimi sorumlu hissettim ve bunu defalarca ispat ettim. CHP’nin bir neferiyim, öyle olmaya da devam edeceğim. Bundan asla kimsenin şüphesi olmasın.
“AKP’NİN ELİNDEKİ İMKANLAR, CHP’Lİ BELEDİYEDE OLSAYDI İNANIN SİLİVRİ UÇARDI”
İlhan UYGUN: 2004 yerel seçim döneminde kıran kırana bir mücadele verildi ve Ak Parti Silivri’de kazanan taraf oldu. 2009’a kadar devam eden iktidar döneminde Ak Parti Silivri’ye belediyecilik anlamında neler yaptı?
Abdullah Yıldırım: Yerel yönetim genel iktidar ile aynı partiden olunca hizmet yapmamanıza imkan yok. Hizmetleri yaparken önemli olan halka yönelik yararıdır. 2004-2009 dönemi arasında AKP’nin elindeki imkanlar bizde, CHP’li belediyede olsaydı inanın Silivri uçardı. Silivri’nin işsizlik, çevre konusunda hiçbir sorunu kalmazdı. Ne kadar eksiklik varsa hepsi giderilirdi.
“SAĞLANAN İMKANLAR VE YAPILAN İŞLER ARASINDA BİR DENGESİZLİK VAR”
O dönemdeki arkadaşlarımızın Hüseyin Turan, Metin Karakaş’ın Silivri’ye hizmetleri var, yok değil. İBB ve Hükümetin yaptığı hizmetleri sağlamak, önayak olmak, takibini yapmak da bir başarı. Bunlar aynı zamanda yapmaları gereken çok doğal şeylerdi de. Keşke İBB’nin Silivri’ye sunduğu imkanları daha rasyonel, yayarak değerlendirebilirlerdi. Her şeyi İBB’ye bıraktılar. Sağlanan imkanlar ve yapılan işler arasında bir dengesizlik var. O arkadaşlar sağladıkları imkanları samimi bir şekilde Silivri ile paylaşmış olup, yanına sevgilerini de koysalardı zaten seçimi kaybetmezlerdi.
2004 yerel seçimlerinin ardından Mümin Tuğlu ile ilçe yönetimine geldik ve Silivri’de CHP’nin tekrar iktidar olması hedefini önümüze koyduk. 5 belediye meclis üyemiz ile gerçekten çok ciddi bir mücadele verdik.
“BOĞLUCA’DA CHP ENGEL OLMADI, İNSANLARIN HAKLARINIKORUMASINA DESTEK ÇIKTIK”
Örneğin Boğluca Deresi’nin çevresindeki binalar bugüne kadar yıkılacakmış da biz izin vermemişiz gibi bir söylem var. Bunu İBB Başkanı da Ak Parti Silivri İlçe Başkanı Metin Karakaş işledi ve maalesef bizden de bazı arkadaşlar bu düşünceye destek çıkıyorlar. Doğru değil. CHP engel olmadı. İnsanların haklarının korunmasına yardımcı olmak için uğraş verdi.
“SİYASİ KİMLİKLİKLİ BİR MÜCADELE DEĞİLDİ YAPILAN, MÜLK SAHİBİ OLARAK HAREKET EDİLDİ”
Konuyla ilgili davaları devam eden bölgede mülk sahibi partililerimiz var. İnsanlar malının mülkünün derdine düşmüşken partiyi mi düşünecek?! Partiyi kullanmadılar, siyasi kimliği ile bir mücadele sergilemediler malı için halen da çabalıyorlar. O arkadaş AKP’li de olabilirdi herhangi bir devlet dairesinin çalışanı da. Orada bir partilimiz malını korurken, konuyu CHP’ye yıkmak ne derece doğru? Biz orda doğru yaptığımıza inanıyoruz. İnsanlara yol gösterdik ve yardımcı olmaya çalıştık. CHP kurumsal bir kimlik olarak hiçbir şekilde bu olaya müdahil olmadı. Bunu söyleyen arkadaşlar doğruyu söylemiyorlar. İşlerine geldiği için öyle konuşuyorlar. Kurum olarak biz herhangi bir dava açmadık, hiçbir davaya da müdahil olmadık. Arkadaşlarımıza sadece bireysel olarak yardımcı olduk. Bu da bizim en doğal görevimizdi.
“BELEDİYESİ AKP’Lİ OLUP DA BİRİNCİ PARTİ OLAN SİLİVRİ CHP’YDİ”
İlhan UYGUN: Daha sonra parti olarak iktidara geldiniz. Bu süreci de biraz değerlendirir misiniz?
Abdullah YILDIRIM: İstanbul’da belediyesi AKP’li olan hiçbir ilçede, Silivri hariç, CHP birinci parti olmadı. 2007 yılında Belediyesi AKP’li olup belde ve köylerinde birinci olan tek Silivri CHP vardı. Üç ay sonrasında Referandum yapıldı. Biz ona çok da önem vermedik. Ben İlçe Başkanı olarak bile oy vermedim. Buna rağmen yüzde 47, yüzde 53 gibi bir hayır oyu çıktı. Daha sonra esas söz verdiğimiz ve uğuruna 2007 yılından beri mücadele ettiğimiz belediye yerel seçimleri vardı. Yerel seçimler öyle bir iki ayda olan iş değil. Tırnaklarımızla kazıya kazıya ve her şeyi düşünerek planlı yaptık. Var gücümüzle çalıştık. Muhalefette olmamıza rağmen belediye meclis üyesi arkadaşlarımız çok büyük özveriyle çalıştı. CHP olarak Silivri’nin yararına olan tüm projelere evet oyu verdik. Fakat yararına olmayacağına inandığımız bütün projelere ret oyu verdik. Ret oyu verdiğimiz konuların başında da Kipa vardı. Biliyorsunuz Şaban Dişli olayı da buradan çıktı. O süreçten bu günlere kadar geldik. Gerçekten çok iyi bir ekip çalışması yaptık. Üç beş ayla seçim kazanılmaz. Silivri halkının, o zamanki CHP İlçe Örgütünün, Gençlik ve Kadın Kolları’nın, Belediye Meclis Üyesi, seçim komitemizin, adayı olan arkadaşlarımızın ve birçok kişinin çok büyük emeği var. Büyük bir özveriyle çalıştık. Mevcut potansiyeli çok iyi bir hamur yaptık. Çok güzel bir şekilde bir araya getirdik ve bunun sonucunda da başarı geldi.
“ÜYE OLMAYAN BİRİNİ PARTİYE ALMA YETKİM YOKTU”
İlhan UYGUN: Selami Değirmenci’nin “O zamanki yönetim beni partiye sokmadı” açıklamaları vardı…
Abdullah YILDIRIM: Selami Değirmenci, 2008 yılında üyeliğe müracaat ediyor, “2007 seçimlerinde partiye sokulmadım” diyor. Partiye üye olmayan, ihraç edilmiş bir kişinin benim partiye almaya yetkim var mı? O günleri çok iyi hatırlıyorum. Kalkıyor eski ilçe başkan, meclis üyeleri ve partili arkadaşları yemekte toplayıp, “Partiye destek verelim mi vermeyelim mi? Eğer beni partiye alırlarsa, destek verelim, almayacaklarsa vermeyelim.” Böyle bir anlayış olur mu? Üye olmayan birini ben partiye alamam. Nitekim bir sene sonra partiye üye oldu ve buyurun gelin dedim.
“PARTİYE ÜYE YAPMADIĞIM BİR KİŞİ BİLE ÇIKARSA ADAY ADAYLIĞIMDAN ÇEKİLİRİM”
İlhan UYGUN: Üye olmayan partiye gelemiyor mu?
Abdullah YILDIRIM: Hayır, üye olmayan girebilir, siz her zaman partiye gelebilirsiniz, ama Selami Değirmenci’nin durumu öyle değil. Kendisi 2003 yılında partiden ihraç edilmişti. Bunun sonucunda gidip Genç Parti’den aday olmuş, oylar bölünmüş, Silivri’de AKP iktidar olmuş. Ki Silivri’nin tarihinde böyle bir şey yoktu. Değirmenci’nin özgeçmişine bakıyorum da 2003-2010 arası hiçbir şey yok. Yaşanmadı mı? Bu doğru değil. “Yakınımız veya arkadaşımız olan tek kişiyi bile üye yapmadılar” diyor. Bu kesinlikle doğru değil. Defalarca söyledim ve yine iddia ediyorum, o gün partiye gelip bana “üye olacağım” deyip de üye yapılmayan bir kişi varsa ben bugün aday adaylığından çekiliyorum.
“SİYASETİN SEVİYESİNİ DÜŞÜRMESİN”
Öyle bir kişi yoksa çıksın özür dilesin. Bu tekerlemeyi artık lütfen söylemekten vazgeçsin, siyasetin seviyesini de düşürmesin.
“İLÇE BAŞKAN VE YÖNETİMİ İSTİFA ETMELİ”
2009 yerel seçimler ile ilgili Değirmenci, “O günkü ilçe başkanı tek bir aday adayı üzerinde durdu” diyor. O gün dört aday adayımız vardı ve hiç biri için imza toplamadım. Bu günkü yönetimi kendi arasından atadığı ilçe başkanı (Hüseyin Şahin), Selami Değirmenci lehine yönetimden imza topluyor. Bu günkü ilçe başkanım ve diğer adayları yok sayıp tek bir aday adayına imza vermeleri ne derece doğru? Bu ilçe yönetimin bir dakika daha orada durmamaları, hemen istifa etmeleri gerekir. Altı tane aday adayı var, bir kişi için imza toplanmaz. Ben de ilçe başkanlığı yaptım ama böyle bir şey yapmadım, imza toplamadım. Gönlünüzden geçebilir, isteyebilirsiniz, kendinizi ona mecbur edebilirsiniz ama Belediye Başkanlarını, İlçe Başkanlarını, yönetim kurulunu, sivil toplum kuruluşlarını, buna alet edemezsiniz. Silivri’de tek bir aday adayı çıksaydı, hepimiz imza toplar, Ankara’ya giderdik, aslanlar gibi arkasında dururduk, ama şu anda Silivri’de altı tane aday adayı var ve yaptıkları hiç doğru değil.
“KENDİMİ ŞANSLI GÖRÜYORUM”
İlhan UYGUN: Aday olarak seçilme şansınız ne kadar?
Abdullah YILDIRIM: 11 Nisan’da göreceğiz. Ben kendimi şanslı görüyorum. Partimi bırakıp hiçbir yere gitmedim. CHP dışında hiçbir partiye oy vermedim. Hiçbir parti bayrağının altında durmadım.
“İSTEDİĞİM ÇOK ŞEY VAR AMA HERŞEY KISMET MESELESİ”
İlhan UYGUN: Abdullah Yıldırım’ın en çok yapmak istediği şey nedir?
Abdullah YILDIRIM: Çok şey var. Herkes gibi çok daha iyi şartlarda olmak isterim. Siyasette çok daha yükseklerde olmak isterim, ama her şey kısmet meselesi.
“KAZANIR VEYA KAYBEDERSİNİZ AMA SİYASETTE BİR DURUŞUNUZ OLMALI”
İlhan UYGUN: Siyasetin seviyesinden bahsettiniz…
Abdullah YILDIRIM: Siyasette seviye ve üslup çok önemli. Genel düzeyde biz bunun çok kötü örneklerini yaşıyoruz. Bu kadar da olmamalı. İnsanlarımız artık çatışma ve kavgadan bıktı. Siyasette bir hoşgörünün ve sevginin hakim olması gerekir. Biz bunu Silivri’de kısmen uyguluyoruz. Bazen yalan yanlış bilgiler veriliyor, bunları da düzeltmek zorunda kalıyoruz. Ne olursa olsun, siyasette kaybeder veya kazanırsınız ama bir duruşunuzun olması gerekir. Makamlar, koltuklar gelip geçici.
“SEVGİ, SAYGI VE ONURUNUZ OLACAK”
Arkadaşımız bir zamanlar “Gönüllerdeki koltuklar çok önemli” diyordu. Görünür ve görünmeyen koltuklar var. Görünür koltuklarda belli bir süre oturabilirsiniz. Günü geldiği zaman o koltuğu kaybedersiniz. Kaybetme riskiniz her zaman var. Onu kaybettiğiniz zaman esas olan görünmeyen koltuklara nasıl döneceksiniz bu çok önemli. Kısacası, sevgi, saygı ve onurunuz olacak. Bir omurganız olacak. Verdiğiniz sözlerin arkasında duracaksınız.
“ALLAH’TAN BAŞKA KİMSEDEN KORKMAM”
İlhan UYGUN: En büyük korkunuz nedir?
Abdullah YILDIRIM: Allah’tan başka hiç kimseden korkmuyorum. Kimseye bir zararım dokunmadıktan sonra niye korkayım?
İlhan UYGUN: Hayatta en çok kıymet verdiğiniz nedir, kimdir?
Abdullah YILDIRIM: Tabi ki ailemdir. Ondan sonra dürüstlük, samimiyet, namus, şeref, haysiyet ve kişiliktir.
İlhan UYGUN: Tek kelimeyle size ne ifade ettiğini söylemenizi istediğim bir kaç isim var:
• HÜSEYİN TURAN
Abdullah Yıldırım: Silivri’ye iyi niyetle hizmet etmeyi düşünmüş sevdiğim bir arkadaşım.
• METİN KARAKAŞ
Abdullah Yıldırım: O da Hüseyin Turan kardeşime yardımcı olmaya çalışan, onunla beraber siyaset yapan sevdiğim bir arkadaşım.
• MÜMİN TUĞLU
Abdullah YILDIRIM: Siyasette bir çınardır. Silivri ve Değirmenköy’e birçok hizmeti olmuştur. Beraber görev yaptığım eski İlçe Başkanım, Silivri’de öğretmenlik yapmış değerli bir isim.
• SELAMİ DEĞİRMENCİ
Abdullah YILDIRIM: Silivri’ye zamanında Belediye Başkanı olarak hizmet etmiş, iyi bir arkadaşımız.
• YILMAZ KANDEMİR
Abdullah YILDIRIM: Silivri’de siyaset yapıp bir yere gelemeyen, ama her dönem de aday olan bir arkadaşımız. Biraz daha doğru hareket etmesini beklediğim, ama hayal kırıklığına uğradığım biri.
• YETGİN ÇAVDAR
Abdullah YILDIRIM: Bulunduğu mevki ve makamlarda Silivri’ye gerçekten hizmeti olmuş bir arkadaşımız.
• NURSEL EREL
Abdullah YILDIRIM: Kardeşim, biz bir elin parmaklarından ikisiyiz. Siyasette bana çok yardımcı olan, siyasette idealleri olan çok düzgün ve dürüst biri. Yalan söylemeyi beceremeyen ender insanlardan.
•DİLEK YILDIRIM ve
SERDA YILDIRIM
Abdullah YILDIRIM: En sevdiğim varlıklarım.
İlhan UYGUN: Özcan Işıklar için ne düşünüyorsunuz?
Abdullah YILDIRIM: Bundan sonra benim hayatımda olmayacağı için bir şey söylememe gerek yok.
İlhan UYGUN: Son olarak söylemek istediğiniz nedir?
Abdullah YILDIRIM: Güzel bir program. Sizlere başarılar diliyorum. Silivri’de böyle bir radyo programına ihtiyaç vardı. Siz de bu eksikliği doldurmuş oldunuz.
“CHP’NİN TEK BAŞINA İKTİDARA GELMESİ TÜRKİYE İÇİN ÇOK ÖNEMLİ”
Silivri halkına da genel olarak şunu söylemek istiyorum; öncelikle herkese sağlık, mutluluk, bol para diliyorum, artı yaklaşan seçimlerin lütfen Türkiye için hayati bir seçim olduğunu çok iyi bilmelerini istiyorum. Oylarını kullanırken, tercihlerini CHP’den, çağdaşlıktan, gelecek, demokrasiden yana olacağını düşünmelerini istiyorum. CHP’nin tek başına iktidara gelmesi Türkiye için çok önemli. Halkımızın tercihinin CHP’den yana olursa çok sevinirim. Herkese sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Haberi 25 Mart 2011 tarihli Hürhaber Gazetesi'nde