Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz, Cumhur İttifakı İstanbul Belediye Başkan Adayı Murat Kurum'un, 'Risksiz İstanbul' projelerini anlattığı toplantıya katıldı.
Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz toplantıya dair paylaşımında “Afetlere Dirençli Risksiz İstanbul” mottosunu kullanırken, “TBMM Başkanvekilimiz, MHP İstanbul Milletvekilimiz Celal Adan'ın teşrifleri ve Cumhur İttifakı AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayımız Murat Kurum'un sunumlarıyla gerçekleştirilen “Risksiz İstanbul” toplantısına katıldık” dedi.
'Risksiz İstanbul' sloganıyla düzenlenen toplantıda Cumhur İttifakı İstanbul Belediye Başkan Adayı Murat Kurum, kentsel dönüşüm hedeflerini ayrıntılandırdı.Murat Kurum'un açıklamaları şöyle: “Biz gayemizi en baştan ilan ettik. İstanbul'u, hep birlikte Türkiye Yüzyılı'nın lider şehri, bayrak şehri, öncü şehri yapacağız!
KURUM: SOSYAL BELEDİYECİLİĞİ GÖZ ARDI ETMEDİK
İstanbul'un meselelerine bugün değil, 25 yıldır çalışıyoruz. Hep üreten, çözen, yapan tarafta olmanın gururuyla çeyrek asırdır; İstanbul'umuzu 100 yıl yaşayacak eserlerle donattık. Her başarının ardında mutlaka bir fikir vardır, bütünlük vardır. İnanın, 25 yılda ulaştığımız hedeflerin her birine, bütüncül bakış açımız sayesinde ulaştık. İnsanımızın güvenli bir yuvada yaşama hakkını düşünürken hızlı ulaşım hakkını ihmal etmedik. Temiz bir çevrede yaşama hakkını savunurken, sosyal belediyeciliği göz ardı etmedik.Bunları neden anlatıyorum? Çünkü birazdan anlatacağım her projemizin; ne zaman başlayıp biteceği belidir; maliyeti belli, insanımıza faydası, çevreye faydası bellidir. Projelerimizi hangi sistemle yapacağımız ve nasıl sonuçlanacağı bile şimdiden ortadadır. İşte bizim gerçek belediyecilik olarak tariflediğimiz hedef de tam olarak böyledir!
Neden bu kadar özeniyoruz, işlerimizin üstüne neden bu kadar titriyoruz? Sebebi çok açıktır. Bu özenin sebebi, İstanbullu kardeşlerimizin topyekün mutluluğudur! İstisnasız her işimizin merkezinde sadece siz varsınız, sadece İstanbul var, İstanbullular var!
Bugün İstanbul'umuzu yöneten, CHP'li mevcut yönetim, geçtiğimiz 5 yılın sonunda, her alanda başarız olmuştur. İstanbullular bu başarısızlıklarla geçen yılların ardından, artık çaresiz değildir. Çare insanı merkeze alan hizmettir, insana hizmet edecek eserlerdir, sistemli çalışmadır, çare SİZTEM İSTANBUL'dur.
“YEPYENİ BİR YÖNETİM ANLAYIŞI”
Kiminle konuşsak; İstanbul'un en derin sorununun yönetimdeki rasyonel sistem eksikliği olduğunu görüyoruz.Bu eksikliğin giderilmediği her dakika; İstanbul'un yaşam dengesi bozulmaya devam edecektir. Bu noktadan hareketle; İstanbul'un sorunlarını bütüncül bir yapı ile ortaya koyarak, merkeze insanı alan yepyeni bir yönetim anlayışı sunuyoruz.İşte SİZTEM İSTANBUL bu yönetim anlayışının ta kendisidir. Bu anlayış, gücünü insandan ve planlamadan alır! Yalnızca çözüme odaklanan sistemli bir kent yönetimi sunar. Zaten İstanbul gibi bir metropol de; gündelik ve keyfi kararlarla yönetilemez! Böylesi bir yönetim de, bu şehri çözümsüzlüğe, riske ve çileye mahkûm eder. Siztem İstanbul yaklaşımıyla bizim İstanbullulara vaadimiz; sizleri risksiz, çilesiz ve stressiz bir İstanbul'da yaşatmaktır. Evet şimdi, Siztem İstanbul yaklaşımımızın en hassas başlığı olan Risksiz İstanbul'la karşınızdayız!
“DÜNYA TARİHİNDE BÖYLE YIKIM GÖRÜLMEDİ”
Bugün cennet vatanımızın coğrafi büyüklüğünün yüzde 66'sı deprem riski altındadır. Nüfusunun yüzde 71'i riskli alanlarda yaşayan başka bir coğrafya yoktur. İşte son bir asırda büyüklüğü 6 ve üzeri olan 60'a yakın deprem yaşadık. 130 binin üzerinde kardeşimizi, annemizi, yavrumuzu bu depremler sebebiyle toprağa verdik. Son 100 yılda bu ülke depremlerden çok çekti. Adana, Erzurum, Varto'da acılar yaşadık. Bingöl, Tokat, Erzincan, Van, Kütahya ve Afyon Dinar'ın hüznü hala içimizde. 17 Ağustos'ta Büyük Marmara Depreminde 18 bin canımızı kaybettik. Yine 99'da Düzce'de, 2011'de Van'da tekrar sarsıldık. İşte asrın felaketi! Dünya tarihinde böyle bir yıkım görülmemiştir. Tam 53 bin canımızı gözyaşlarıyla toprağa verdik. Ve bu afetlerin ardından, bugün artık herkesin gündeminde, İstanbul'un deprem gerçeği var. Hep söylüyoruz! Olası bir İstanbul depremi, bir milli güvenlik sorunu olacaktır!
Bugün bu güzel şehirde 39 ilçemiz var. 7,5 milyon evimiz ve işyerimiz var. Yeterli mühendislik ve mimari hizmeti almamış tam 1,5 milyon yuvamız şu anda sağlıksız durumda. 600 bin yuvamızın acilen, bir dakika bile beklemeden dönüşmesi gerekiyor. Peki bugün bu kadar acil bir konuda CHP'li mevcut yönetim ne yapıyor? Ne acıdır ki; tek bir olumlu adımları dahi yok. Durumun ciddiyetinin farkında bile olduklarına İstanbullular artık inanmıyor.
“RİSKSİZ BİR İSTANBUL'A BÜTÜNCÜL BİR PLANLAMAYLA; 6 TEMEL BAŞLIKTA ERİŞECEĞİZ”
Risksiz bir İstanbul'a ulaşmak için projelerimizi; bütüncül bir planlamayla; 6 temel başlıkta gerçekleştireceğiz. Riskli yapılarımızı dönüştüreceğiz. Yeni sosyal konutlar inşa edeceğiz. Kent meydanlarımızı ve tarihi değerlerimizi ihya edeceğiz. Sanayi alanlarımızı dönüştürecek, iklim değişikliğiyle en etkili mücadeleyi yapacağız. Yeni yaptığımız her işte klasik planlamayı değil, İstanbul Medeniyet ve Tasarım Rehberini odağımıza alacağız. Yani sokağın, yaşanmışlıkların ruhunu koruyacağız, İstanbul kimliğini her yatırımımıza yansıtacağız. Yaptığımız kaldırımı, aydınlatmayı, inşaat malzemesini, yeşil alanları, parkları; ortak bir dile göre yapacağız. İstanbul'un şehirciliğinin kurumsal dilini her eserimize yansıtacağız! Görenler, işte bu İstanbul mimarisidir diyecek!
“BİZ SÖZ VERDİK Mİ, SÖZÜMÜZÜ TUTARIZ”
Biz söz verdik mi, sözümüzü tutarız. Çünkü biz, “Türkiye'nin Kentsel Dönüşüm Seferberliğini” İstanbul'dan, milletimizle birlikte başlatmış kadrolarız. Türkiye'nin her yerinde 2 milyon 200 bin konutu dönüştürdük. 1 milyon 300 bin yeni sosyal konut inşa ettik. İstanbul'da da 12 yılda 800 bin bağımsız bölümü özenle yeniledik.
Bugün İstanbul'un herhangi bir mahallesini seçelim ve beraber gidelim. Gittiğiniz her yerde bizim dönüşüm çalışmalarımızla karşılaşır, harıl harıl çalışan emekçi kardeşlerimizi görürsünüz. Bugün bu şehrin her ilçesinde; 171 bin yuva sessizce, reklama, algıya, tabelaya ihtiyaç duymadan; seferberlik şuuruyla dönüşüyor. Deprem konusunda tek bildikleri şey çalıştay ve toplantı yapmak olan mevcut İBB yönetimi; dönüşüm hareketinin bir paydaşı olamamıştır. Atalarımızın güzel bir sözü var, “suyu düşünmek nasıl susuzluğu gidermiyorsa, sadece istemek de gayeye ulaştırmaz, hep çok çalışmak gerekir.”
“İNSANIMIZIN HER TÜRLÜ İHTİYACINA CEVAP VERDİK”
İstanbul'da sadece konut yapmakla kalmadık. Biz İstanbul'da insanımızın her türlü ihtiyacına cevap verdik. Camiler, okullar, anaokulları yaptık. Üniversiteler, hastaneler, sosyal tesisler inşa ettik. Bu şehre, İstanbul finans merkezimizi, Yeni Atatürk kültür merkezimizi kazandırdık.Tek bir an bile durmadık! 1 Nisan sabahı görevi aldığımızda, annelerimizin umutlarını yeniden harekete geçireceğiz. İstanbul'da tek bir riskli yapı kalmayıncaya kadar durmayacağız, dinlenmeyeceğiz, çalışacağız, çalışacağız!
“650 BİN YENİ KONUT İNŞAA EDECEĞİZ”
Marmara bölgesini bir bütün olarak düşüneceğiz. Projelerimizi, geleneksel ve yatay mimarimizi merkeze alarak çizeceğiz. Mevcut yeşil alanlarımızı, donatı alanlarımızı arttıracağız. İstanbul'da klasik planlamayı değil, sizlere nefes aldıracak, yeni imkânlar sunacak sürdürülebilir planlama ilkelerini hayata geçireceğiz. Yenilikçi kent yönetimini, modern şehircilik trentlerini ve kentsel tasarım yaklaşımını benimseyeceğiz.5 yılda 39 ilçemizde; yatay mimari ekseninde, komşuluk ilişkilerini odağa alan, nüfusu artırmayan, tam 650 bin yeni konut inşa edeceğiz.Yeni güvenli, huzurlu yuvalarımızın 300 binini KİPTAŞ eliyle yapacağız.
15 NİSAN'DA BAŞVURULARI ALMAYA BAŞLAYACAĞIZ
“Yarısı Büyükşehir'den diyerek” evini Kiptaş'la dönüştürenlere 700 bin lira hibe destek vereceğiz. 700 bin lira da kredi desteği vereceğiz. Vatandaşımızın ödemeleri konutun bitiş tarihinde başlayacak. İlk yıl faizsiz sabit taksitle, sadece 5 bin 833 liradan başlayan taksitlerle ödenecek. Bununla da kalmayacak, tam 100 bin lira taşınma yardımı vereceğiz. İşte ekranda da gördüğünüz üzere; kampanyanın onay süreçlerini de hızlandıracağız. 15 Nisan'da başvuruları almaya başlayacağız.
“YENİ YUVALARI 18 AYDA TESLİM EDECEĞİZ”
Hızlı bir şekilde, sahaya göndereceğimiz uzmanlarla; İstanbul'un her yerinde tespit ve değerlendirmeleri vatandaşımızla birlikte yapacağız. Olumlu sonuçlanan başvuruların sözleşme, proje ve ruhsat işlemlerini de yine çok kısa sürede tamamlayacağız. Ve İstanbullulara yeni yuvalarını sadece 18 ayda teslim edeceğiz.
AK Partimizin en iddialı olduğu alanların başında, kentsel dönüşüm ve konut edindirme gelir. 650 bin yeni yuvanın 250 binini; vatandaşımızın anlaştığı özel sektör firmaları eliyle, yerinde dönüştüreceğiz. Kentsel dönüşüm sürecinde vatandaş ve özel sektör arasındaki iş birliğiyle; vatandaşımızın kendi ihtiyaçlarına uygun, yaşam tarzlarına cevap veren kentsel dönüşüm projelerinin sayısını artırmış olacağız.
Özel sektörümüzün yatırımları sayesinde, 250 alt sektörü harekete geçirecek, İstanbul'un ekonomisine ve istihdamına devrim niteliğinde bir katkı sunacağız.
Vatandaşımızla özel sektörün bu işbirliğini olabildiğince kolaylaştıracağız. Bakın bugün oturduğumuz eski binalarımız verimsiz kullanılıyor. Yeni yönetmeliklerden de faydalanamıyorlar. Bu nedenle de mağduriyetler oluşuyor. Biz bunları gidermek için kolaylaştırıcı dönüşüm planı yapacağız. Vatandaşlarımızın bu mağduriyetlerini yeni kat desteği ya da yapı alanı destekleriyle gidereceğiz.
“ÇOK DÜŞÜK FİYATLARLA KİRALAYACAĞIZ”
Vatandaşlarımızın Siztem İstanbul yaklaşımının avantajlarını net bir şekilde yaşayacağı en önemli projemiz 100 bin sosyal konut projesidir. Neden mi? Çünkü biz bu 100 bin yuvayı; evi dönüşüme girecek yuva sahiplerine satmayacağız, tam aksine çok düşük fiyatlarla kiralayacağız. Ve 100 bin sosyal konuttan 39 ilçemiz de faydalanacak. Eşsiz İstanbul'umuzun kimliğine zarar vermeyecek yatay mimariyle tasarlanacak sosyal konutlarımız 18 ayda tamamlanacak.
Burada bir parantez açmak istiyorum. Biz Kiptaş'ımızı öyle bir kapasiteye ulaştıracağız ki yerinde dönüşümü de, 100 bin kiralık konutu da inşa edebilecek. Ama aynı zamanda yine temel vazifesi olan alt, orta gelirlilere, işçi kardeşlerimize, memurlarımıza konut üretimini de en üst seviyede gerçekleştirebilecek. 39 ilçemizin tamamına ve en riskli mahallelerimize Kentsel Dönüşüm Ofisleri kuracağız. Vatandaşımız gelecek, burada tüm sorularına cevap bulacak, ne yapılacağını tüm detaylarıyla öğrenecek, gönlü rahat bir şekilde dönüşüm kervanına katılacak.
“TÜM SANAYİ ALANLARI GÖZDEN GEÇİRİLECEK”
Biz dönüşümün alt başlıklarından birini de sanayi alanlarının dönüşümü olarak belirledik. Ben Türkiye'nin hemen her ilinde, şehir merkezinde kalmış sanayi alanlarını, çeperlere taşıyıp dönüştürmüş bir kardeşinizim. İşte 18 ilimizde yaptığımız Sanayi Dönüşüm projelerimiz…
İstanbul'umuzun, 108 milyar dolara tekabül eden bir sanayi cirosu var. 800.000 kardeşimize istihdam sağlıyor. Fakat ne yazık ki, sanayi işletmelerimizin %77'lik kısmı şehir merkezinde kalmıştır. %62'si düzensiz, dağınık yapıdadır. Bu durum; trafik çilesini artırmakta, hava kirliliği oluşturmakta, afet risklerine karşı İstanbul'un kırılganlığını artırmaktadır. Bu nedenle, Bayrampaşa, Esenyurt ve Başakşehir'deki sanayi tesislerimiz başta olmak üzere; tüm sanayi alanlarımızı gözden geçirecek; “İstanbul Sanayisi Yenileniyor” diyerek dönüştüreceğiz. İstanbul Sanayi Odamızla ve İstanbul Ticaret Odamızla istişare yapacağız. Talebi olan sanayicilerimizin planlı, altyapılı, sosyal donatılı arazi ihtiyaçlarını karşılayacağız. Sanayi alanlarımızı şehrin çeperlerine çıkarıp; arge, inovasyon ve kuluçka merkezleriyle; oteli, lokantaları, mesleki eğitim okullarıyla; muhteşem sanayi sitelerimizi İstanbul'umuza inşa edeceğiz.
Göreve gelir gelmez, tarihi yarımadada ve İstanbul'un her yerinde bir renovasyon seferberliği başlatacağız. Öncelikle; Eminönü-Sirkeci sahil bandımızı düzenleyeceğiz. Eminönü sahil yolu ile bağlantılı tüm sokakları ve tüm meydanları yeniden elden geçireceğiz. Sirkeci tren garımız da tematik düzenlemeyle; içindeki donatılarla her yaştan İstanbullunun keyifle dolaşacağı cıvıl cıvıl bir alan olacak. Meşhur Kıble Çeşme Caddesi'ndeki eskimiş yapıları da süratle restore edeceğiz. Fatih Camii Külliyesi'ni ve çevresindeki sokakları, niteliksiz binaları elden geçirerek düzenleyeceğiz. Bu bölgedeki binaları, cumbasıyla, saçağıyla, malzemeleriyle; çevresine yapılacak yürüyüş ve bisiklet yollarıyla; tarihi kimliğine uygun peyzajla yepyeni bir görüntüye kavuşturacağız.
“BAHANESİZ BELEDİYECİLİK”
İşte Yeni Esenyurt meydanımız! İşte Yeni Halkalı meydanımız… Değerli İstanbullular,İklim krizi kaynaklı afetler olan sellerle, yangınlarla, taşkınlarla ve ağır yağışlarla yerinde ve zamanında mücadele edeceğiz. Bu manada Dere ıslah projeleri çok çok kritik önemi haizdir. 5 yılda toplam uzunluğu 350 kilometre olan dere ıslah projesi yapacağız. İşte Yeni Riva Deresi! İşte Yeni Çatalca Deresi! İşte yeni Ayamama deresi! Bakımsızlığa mahkûm edilen bu derelerimizin çevrelerini sosyal donatı alanlarıyla zenginleştireceğiz. Afet zamanlarında bu koridorları ikmal hatları olarak kullanacağız. Dere kenarlarımızı temiz su ve enerji depolama üniteleriyle acil durumlarda yaşanabilir alanlar haline getireceğiz.
Siztem İstanbul'un en temel ilkelerinden biri bahanesiz belediyeciliktir. Ve afetler asla bahaneleri kaldırmaz. Hele hele İstanbul gibi riskli bir şehirde, afetler olmadan harekete geçmek zorundayız. İstanbul'un Afet Yönetimi'ne dair projelerimizi 1 Nisan tarihi itibariyle süratle başlatacağız. Bugün, İstanbul'un potansiyel risklerini tamamen belirledik. Stratejilerimizi ve önlemlerimizi geliştirdik. Acil durum planlarımızı, tahliye yollarımızı, kullanılacak kaynakları tamamen planladık.
Biliyorsunuz AFAD'ımız; afetlerdeki hazırlık, müdahale ve iyileştirme süreçlerinde koordinasyonu başarıyla sağlıyor. Biz de AFAD'ımızlaişbirliği yapacak; İBB bünyesinde uygulayacağımız Afet Yönetiminde; önceliğimizi önleme ve risk azaltma olarak belirleyeceğiz. Burada önemli bir nokta var. Biz risk azaltma için yapılacak harcamaları maliyet değil geleceğe yatırım olarak görüyoruz. Afet öncesi yapılan 1 birim yatırımın, afet sonrası yapılacak 10 birim harcamaya eşdeğer olduğunu dikkate alarak afete hazırlık kapsamında adımlarımızı atacağız. Öbür taraftan olası bir afet sonrası için müdahale kapasitemizi en hızlı şekilde güçlendirecek, iyileştirme aşamasını da planlayacağız. Bu bağlamda Bütünleşik Afet Yönetim Sistemini kuracağız.
“DURAKSAMADAN ÇALIŞACAĞIZ”
Vatandaşımızın İstanbul'un yaşayabileceği olası tüm afetlere karşı farkındalık edineceği; Afet Farkındalık Akademisi'ni kuracağız.
Yine ilçelerimizde; Afet Eğitim Merkezleri tesis edeceğiz. Afet Gönüllü Ekipleri kuracağız. Ayrıca Afet – Acil Durum Çantalarını tüm hanelere ücretsiz olarak dağıtacağız. İstanbullulara söz veriyoruz! Tüm ekibimizle gece gündüz demeden gayret edeceğiz, İstanbul tüm afet risklerine hazır oluncaya kadar durmadan, duraksamadan çalışacağız.
Dönüşüme, iklime ve afetlere dair şu ana kadar anlattığım herşeyin inanın tek bir nedeni var... Ne yapıyorsak, ne düşünüyorsak herşey, insanımızın yüzü gülsün diye! Türkiye yüzyılı, yüzleri güldüren bir çağ olsun diye! Yüzlerde tebessüm, kalplerde umut olacağız. Bunun için de; İstanbul'un 571 yıllık şanlı tarihinin en büyük dönüşüm, çevre ve şehircilik seferberliğini, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, hep birlikte yapacağız! Son ihtiyaç sahibi evine kavuşana kadar durmayacağız! Son riskli yapıda oturan kardeşimiz güvenli bir eve geçene kadar dinlenmeyeceğiz! Hep birlikte hayal edelim ki; İstanbul'un sokaklarında yürüyoruz. Bu şehirde deprem riskine dair korku gitmiş, yerini sağlam ve güvenli binalarda hoş sohbetler almış. Çünkü yeni sağlıklı yuvalar, insanların güven içinde yaşamasına katkı sağlıyor. İstanbul yeniden, birlikte güçlenmenin, zorlukların üstesinden birlikte gelmenin örnek şehri haline geliyor.
Yine hayal edelim! Şehir kimliği, tarihle modernliğin uyum içinde olduğu bir atmosfer oluşturuyor. Her sokak, bir sanat eseri gibi, geçmişin izlerini taşıyan binalarla dolup taşıyor. İstanbul, bir açık hava müzesi gibi, her köşesinde tarih ve kültür barındırıyor.
İstanbul, sadece binalarıyla değil, aynı zamanda insan dostu, çevre dostu, çocuk dostu altyapısıyla da öne çıkıyor. Geniş kaldırımlar, bisiklet yolları ve yeşil alanlar, şehre yeniden nefes aldırıyor. İnsanlar, doğayla uyum içinde yaşamanın önemini bilerek, temiz bir bir gelecek için çaba sarf ediyor. İşte sizlerle paylaştığım bu İstanbul, sadece bir düş değil, ortak bir hedef ve gerçek bir umuttur. Bizler, bu hayali gerçeğe dönüştürmek adına bir araya gelmiş bir kardeşler topluluğuyuz.
Her birimizin, kendi alanında, bu hayali destekleyen birer paydaş olduğunu unutmayalım. İstanbul'u daha yaşanabilir, daha sürdürülebilir ve daha insan odaklı bir şehir haline getirmek için birlikte çaba sarf edelim. Ve inşallah hep birlikte; İstanbul'un fetret dönemini bitirelim! Yeniden dirilişini başlatalım! Yeniden yükselişini başlatalım! Yeniden şahlanışını hep birlikte başlatalım!”