Önceki turnuvalarda mucize geri dönüşlere imza atan Bizim Çocuklar bu şampiyonada erken geri dönüşe imza atınca sportif etkinlikler anlamında herkes tatile çıkmış gibi.
Güncel faaliyetler olmayınca ya eskilere gidip nostalji yapıyorsunuz ya da geleceğe mektuplar yazıyorsunuz…
Nostalji keyiflidir maziyi hazırlatır ama geleceğe mektup yazmak biraz risklidir. Olabilecekleri tahmin etmek öngörmek bilgi beceri, basiret gerektirir. Ayrıca insanları ikna etmesi zordur, zaman alır. Genellikle şüpheyle yaklaşılır yanılma ihtimali de yüksektir. Ancak isabet oranı yüksek olursa söylemişti, yazmıştı, uyarmıştı ifadelerinin keyfi bambaşkadır…
Ben futbol eksenli geçmişten gelen bilgi, beceri ve tecrübelerime dayanarak daha çok oyun-oyuncu, takım, kulüp üzerinden fikir yürütmeye çalışıyorum.
Bu konulardaki teşhislerim, tespitlerim, öngörülerim, yerelde de genelde de test edilip onaylanmış ve kabul görmüştür.
Yani iyidir!!!
Kendimi anlatacak değilim. Örnek isteyen Hürbakış'ın, Değişim'in, Hürhaber'in arşivine bakarsa ne demişiz, ne yazmışız, ne olmuş hepsini görür…
Genele girecek olursak genç kuşaklar çocuğunu hatırlamaz bilmez ama yerelde kulüp ve oyuncu düzeyinde yaptığımız katkılar ortada.
Futbolda Zafer'i, Murat'ı, Mehmet'i, Yetkin'i, Özgür'ü burada da gittikleri yarlarda da hep desteklemişiz. Aykut'u, Okan'ı, Selim'i, Hakkı'yı, Muhsin'i hep savunmuşuz. Faydalı kardeşler, Yunus, Deniz sabah genç takım öğleden sonra A takımda oynarlar bu çocukları bu kadar yıpratmayın başka kulüplere gittiklerinde veya gönderildiklerinde yapmayın bu çocukları göndermek değil değerlendirmek lazım demişiz. Silivrispor'da kaleci Erkan varken Hüseyin Öpçin'e formayı vermişiz.
Golfte Milli Takım oluşturan Silivrili çocuklar üzerinden Silivri'nin yetenekli sporcu potansiyeli yüksektir demişiz.
Karatecilerden, atletlerden, akademi kurslarından bahsetmişiz. Piri Mehmet Paşa Okulunun futbol kulübü olduğunu bilen kimse yoktur biz önceden bahsetmişiz. Takım sporları yanında bireysel sporlar da önemlidir mutlaka desteklenmeli fırsat ve imkân yaratılmalı demişiz. Hiç birinde yanılmamışız.
Şimdi de İREM KURT diyoruz.
Önemini ve geleceğe yönelik değerini anlatmaya çalışıyoruz. Son derece yüksek potansiyele sahip güzel kızımız kendisini destekleyenlerin çabalarını boşa çıkarmadı.
14 yaşındaki bir kız çocuğu için inanılmaz bir irade ve disiplin göstererek Milli oldu. İlk turnuvasında gitti Norveç, İspanya birincilerini yendi. Önümüzdeki hafta Avrupa Şampiyonasında kendi kategorisinde ülkemizin bir numarası olarak yeni bir meydan okuması yapacak.
Bahsedilen isimlere bakın hepsinin ortak bir özelliği var. Hepsi kendi dönemlerinde Silivri'nin yetenekli, becerikli sporcu potansiyelinin kendi çabalarıyla öne çıkmış örnekleridir.
İrem'de bu anlamda alttan gelecek çocuklar için bir rol modeldir.
Sayıları her gün artan Veteran takımları ya da kariyerinin sonuna gelmiş oyuncular yerine bu çocukların sayılarını arttıracak motivasyon sağlayacak imkan ve fırsat yaratacak çalışmaları gündeme getirmekte bir nevi katkıdır, hizmettir.
Bizim yapmaya özen gösterdiğimiz şey de budur.
Belli seviyeye gelmiş oyuncu sporcu birçok şeyi aşmış, kendini kanıtlamış demektir. Birçok şeye de ihtiyacı kalmamıştır. Dolayısıyla bugün İrem gibi ben de varım, ben satrançta, ben badmintonda, ben oriontiringde, ben bisiklette, okçulukta son derece yetenekliyim ben de çok başarılıyım diyen çocuklarımız var. Uluslararası yarışmalardan madalyalar, ödüller getiren özel turnuvalarımız var bizim. Hiç birini ayırmadan kıyaslamadan bunların sesini duyurmak birilerinin duymasını sağlamak işte bu birçok şeyi aşmış kendini kanıtlamış insanların görevi olmalı.
Başkaları üzerinden anlatınca alınan, darılan çok oluyor onun için yine kendi üzerimden konuyu noktalayalım.
İyi kötü bir futbol kariyerimiz oldu. İzleyenlere sorarsanız topa basıp çeksin bir iki korner atsın yeter vs. derler. Sponsor bulsam hala iş yaparım ama insanlar her maç aynı platformdan çıkan aynı yüzleri isimleri görmekten bıktı, onlar bıkmadıysa bile ben sıkıldım artık dedim ve bıraktım.
Herkes kendine bir veteran takımı kurdu.
Ben yeteri kadar oynadım, ben oynarken oynayamayanlar kenardan izleyenler oynasın dedim. Hiç birinde bir tek ben oynamadım.
Belli bir yaşa geldiyseniz ağırlaştıysanız yolu tıkamayalım arkadan gelenlerin önünü açalım. Ağırlığımızı çocukların yolunu açmak için kullanalım.
Bir gruba dahil olmak değil, bir duruşa sahip olmak daha önemlidir.
Bu arada Silivri'nin Yoğurdu meşhurdur ya.
İrem'in altını da iki aydır depoda duruyormuş!
Unutmuşlar!
Yoğurdun etkisi olsa gerek!!!