Sevginar Sali

Yok mu arttıran?

Yetgin Çavdar ile yaptığımız söyleşinin ardından Metin Karakaş'ın sürpriz demeci siyasi kulislerde çok çeşitli değerlendirmelere yol açtı. Referandum, SİAD maksadı ile açılan kapıdan girenler 2019 AK Parti Silivri Belediye Başkan Adayı mevzusuna kadar dayandı. Silivri'nin bilinen ve iyi tanınan özelliğidir; yerel seçimlerin kokusu burnumuza kadar gelmeye başladıysa ondan sonra gündem elemelerinde eleğin üstünde kalan her şey buna bağlanır ve öyle yorumlanır… Ama çok ama az bağlantılı olması bir şey fark etmez… Zaten bu yorumların önemli bir kısmı da doğru bir bağlamda gelişir…
Yetgin Çavdar'ın konuşmasından “Ben de varım” mesajını alanlar yanlış bir anlamanın içinde değil.
Karakaş'ın beyanatlarını da aynı minvalde değerlendirebiliriz…
Her iki isim de iddiasında haklı…
Peki, eksik kalan ne?
Devamının gelmemesi… AK Parti ve 2019'u düşününce birçok kişinin alt alta koyacağı isimler bu iki kişiyi geçer…
Peki diğerleri neye sessiz? Akıllıktan dolayı mı? Kurnazlıklarından sebep mi? Erken öten horozun başına gelenleri bildikleri için mi?
Kendi tahminimi söylüyorum; Çavdar ve Karakaş kadar kendilerine güvenmiyorlar, onlar kadar iddialı olamıyorlar… Aynı ekolün (Refah Partisi) siyaset temsilcileri kendini belli ediyor...
Çavdar'ın 2019'da AK Parti'nin belediye başkan adaylığına talip olduğunda, aday gösterilmeyince kaybedeceği bir şey yok; denecek kadar az aslında…
Karakaş'ın kaybedeceği neyi var düşünmek lazım?
Çavdar, 2004'ten sonra AK Parti Belediye Başkan Aday Adaylığı için hiç başvuruda bulunmadı…
Karakaş, 2004 ve 2014'te başvurdu…
Karakaş'ın adaylığı ıskalama durumu iki, Çavdar'ınki bir… Devlet Bahçeli'nin seçim hesaplarına döndü…
Çavdar'ın sessizliğini bozması tamamen tesadüf değil kabul ediyorum… Karakaş'ın buna atlamasını tam olarak kavrayabildiğim söylenemez… 2014'ten daha da çok Silivri Belediye Başkan Adaylığını istiyor olması dışında aklıma başka bir izahat gelmiyor…
Çavdar tecrübeden olsa gerek siyasetteki duygularını dizginleyebilirken Karakaş için aynısını söylemek mümkün değil…
Hüseyin Turan ve Metin Karakaş'ın siyasi kardeşlik makası öyle bir açılmış ki kimseyi kesecek durumda değil…
AK Parti için “Üçünden birini koymayalım parti bölünür” stratejisi de denendi ve iktidar yolunda kar etmediği kesinleşti…
“İlla yerli aday” formülünün de tek başına bir işe yaramadığı anlaşıldı.
Belediye Başkan Adayı ve meclis listesi arasındaki uçurumun iktidar hayalleri mezarlığından başka bir fonksiyon taşımadığı da sabit olundu…
Seçime kalmış iki yıl… Sıfır kilometre aday şıkkını unutun…
Oturun da elde kalanlarla ne yapabilirsiniz bir bakın…
AK Parti'nin kaybettiğine sevinenleri, Silivri'nin kazanamadıklarına üzülmeye sevk edemezseniz 2019'a kadar; güvendiğiniz dağlara yağan karın soğuğunda daha çok üşürsünüz…

MHP'DE KAFALAR KARIŞIK
MHP Devlet Bahçeli teşkilatlara yolladığı genelgede diyor ki; “16 Nisan'da evet diyen kardeşlerimiz kadar hayır tercihinde bulunacak kardeşlerimiz de bizim için değerlidir. Partimiz demokratik ahlakın kılavuzluğunda milletimizin her ferdine ulaşacak, sandıkta evet demeleri için ikna edecektir.”
Devamında da, “Partimizle uzaktan yakından bağı olmayan, bir zamanlar aramızda bulunup da, politika ve parti içi disipline aykırılıklarından ihraçları sağlanmış veya ihraç edilmese de evet tutumumuzun aleyhine tavır almış şahıslara ortam açılmayacak, bunlarla temas kurulmayacak, toplantılarına iştirak edilmeyecektir” diye buyurmuş…
Kafam karıştı…
Hani Evet de Hayır diyen de değerliydi? Niye Hayır diyenlere teması kesiyoruz ki?
MHP'li yetkilileri kafa karışıklığımıza çare bulmak üzere sahaya davet ediyorum : )
16 Nisan Türkiye açısından enteresan bir referandum süreci olacak da Silivri bakımından daha da değişik bir seyir vaat ediyor…
Kararı Evet de Hayır da olanların şimdiden daha çok derin ıstıraplar içinde olabildiğini gördükçe 16 Nisan ve sonrası için Allah'tan yardım dilemek en mantıklısı…

YORUM YAP