CHP, hafta sonu İstanbul İl Başkanını seçti. Cemal Canpolat'ın, Canan Kaftancıoğlu'na bıraktığı koltuğu geri alması beklenirken, kongrede işin rengi değişti.
Cemal Canpolat'ın konuşması, rakibinin hem genç, hem Alevi kökenli olması ve en önemlisi Ekrem İmamoğlu faktörü İstanbul Kongresinin ibresini Özgür Çelik'e çeviren unsunlar olarak not edilebilir.
Silivri açısından konu İstanbul'a kimin seçildiğinden çok, 2024 yerel adayları etkisi önem arz etmekte.
Bu aşamada Berker Esen ve Doruk Bulut'un alenen Özgür Çelik'i (Ekrem İmamoğlu'ndan yana tavır alması) desteklemesi kongre sürecinde taraflarına artı puan olarak kaydedildi.
Bora Balcıoğlu ve Melih Yıldız'ın il delegesi eşlerinin, Ekrem İmamoğlu'na şans bulamadığı Cemal Canpolat'ın kurultay delegasyonunda yer alması CHP'nin 2024 favorileri aleyhine bir gelişme olarak yorumlanabilir ama bu konuya tamamen katılamayacağım. Şöyle ki her iki ismin de taban desteği ve bu güne kadar yaptıkları (demokratik olduğu söyleyen) bir parti içi yarışta farklı tercihten ötürü harcanacak şeyler değil. Kaldı ki Yıldız ve Balcıoğlu aday olmamakla ilgili ne kaybeder tartışılır da CHP'nin İstanbul'u kazanamazsa yaşayacağı kayıp oldukça büyük ve net.
Silivri'nin iki, İstanbul'da 40'ın üzerinde partili İBB meclis üyesinin (doğrudan kendisine yönelik olmasa da oldukça açık taraf olduğu) bir parti içi yarışta neden yanında olmadığını İmamoğlu inceleyerek ikinci dönem seçimine hazırlansa son derece isabetli olur.
CHP'nin yeni İstanbul İl Başkanı, kongre sürecinde kendisini destekleyen ya da desteklemeyen herkesle yol yürümeye hazır olduğunu vurgularken, bunun bir tercih değil, bir zorunluluk olduğunu belirtmeye gerek var mı bilmiyorum?!
İstanbul ittifakını kuracağını söyleyen İmamoğlu'nun da önceliği CHP'nin iç huzuru ve barışına ayırmayı ihmal etme lüksü yok.
Eğer ki söylendiği gibi İstanbul Kongresini salonda kaybeden Cemal Canpolat, Kemal Kılıçdaroğlu'nun desteklediği isim ise, CHP'nin genel merkezinde Büyük Kurultay ile ilgili alarm seviyesi en üst seviyeye çıkarılmıştır. İstanbul'un Değişimcileri ile CHP Genel Merkezi arasındaki etkileşimde her iletişim hatası, parti bünyesinde açılan yara demektir. Bir aylık Kurultay yolculuğunda CHP'liler umarım bu sorumluluk bilinci ile hareket eder. Yoksa 2024'ün sonucu erkenden ilan olunur.
CHP iç yönetim belirsizlik ve sıkıntılarını bir an önce ortadan kaldırmalı ki şehirlerin yönetimini seçmen kendisine emanet etmeye ikna olsun. Kendi yönetimi ile ilgili tartışmaları bitiremeyen siyasi oluşumlara, kent ya da ülke yönetimi teslim edilmez. Yerel seçimlerde umduğunu bulamayan CHP için 2028 zor olur!
Daha net bir şey söyleyeyim; İl Başkanlığı kongre sonucuna göre Melih Yıldız ya da Bora Balcıoğlu'nun gözden çıkarılabileceğini düşünen, iddia ya da hesap edenlerin yanlışı Bağdat'a gitmeden de döner…
Ekrem İmamoğlu'nun İstanbul örgütü üzerinde hakimiyet kurma isteğini ‘kendi iktidarını koruma hakkı' çerçevesinde değerlendirecek olsak bile bunu ‘kendi/patisinin evlatlarını yiyerek' yapması anlayışla karşılanamaz, haklı da olmaz, siyaseten de kazandırmaz.
CHP'ye İstanbul örgüt seçimi hayırlı olsun!