Sevginar Sali

Yorgunluk-olgunluk ve ben...

Bir haftayı daha devirdik… Kim demiş ‘Sevdiğiniz işi yaparsanız yorulmazsınız' diye… E yoruluyor insan… Şimdi bütün yorgunluğumu sizin üzerinize yığıp, haftalık izin gününe doğru sıyrılmak var : ) Çok kötüyüm değil mi : ))
İşini yaşam tarzına dönüştüren insanlar için ne tatil günü ne de izin fayda etmiyor. İşi işte bırakabilen insanlara hayranım. Ne kadar önemli bir şeyi başardıklarının farkındalığını asla terk etmesinler. Ama bu çok büyük bir lükse dönüştü günümüzde muhtemelen. Ucu ucuna yetişen zamanlar, imkanlar; görev ve keyif zamanları arasına duvar örmemiz olanağını olasılık dışı bırakıyor.
Şartlar zorlaştıkça mücadeleden vazgeçmek yerine aksine azminiz ateşlenerek yola devam etmeyi mümkün kılarsanız başarıya doğru önemli bir eşiği atlamış olursunuz. Biliyorum tabi yazıldığı kadar yapmanın kolay olmadığını… Yazmak da sanıldığı kadar basit değil zaten.
&&&
Dün sabah televizyondan yükselen müzik diyemeyeceğim şarkı; dikkatimi çekti… Klasik bir gitar eşliğinde akarsuyun birinin kenarında çekilmiş sade bir klip. Ses öyle ahım şahım bir şey de değil. Ama tek enstrümanla şarkıcının seslendirdiği eser içinize işliyor. Popüler müzikleri çok takip edemiyorum ama Koray Avcı, çok meşhur olmuş… Şarkı kulağıma çalındı tabi ama ne seslendiren ne de hikayesini bilmiyordum. Herkesin beğendiği şeylere peşin önyargılarımla uğraşmamak için atlamışımdır…
Her şeyin doğal, sade hali en güzeli… Kalbinizi, ruhunuzu ve sevginizi kattığınız hiçbir şeyin kötü olma şansı yok. Hatta o kadar güzel sonuçlar çıkar ki ortaya; ‘Allah'ım mucize yarattım' diye gezebilirsiniz ortada : ))) Aman siz yine de abartmayın!
&&&
Sıkılmaya başlayanlar var mı aranızda? ‘Kimseye geçirmemiş' diye endişeye kapılanlar… Bence ‘Kimseye iyi bir şey yazmamış' diye üzülenlerin durumu daha fena… Ak dediğime, kara demek için tetikte bekleyenlerin haline gülüyorum; sıkı takiplerinin hakkını vermem lazım tabi... Her attığım adımı olay haline kendim uğraşsam bu kadar getiremem; sayelerinde... Bir de fikrini, düşüncesini hiçe saydıkları sadece ben diye bakıp uğraş veriyorlar. “Düşmanın hata yaparken uyarmayacaksın” lafını de pek sevmem ama düşünene hak vermeden geçemeyeceğim. Çok şükür düşman edinecek kadar büyük başarılara imza atmak nasip olmadı daha şu fani ömrümde ama kompleks bir gayretle başaracağım : ) Kendilerine bana ‘düşman' olma görevini biçenleri hayal kırıklığına uğratamam; aksi halde çok ayıp etmiş olurum...
Herkesin üzerinde söz sahibi olduğu işleri yapan kişilerin durumu kolay değil… Hem de hiç öyle basit değil. Bir taraftan önemsendiğiniz için mutlu oluyorsunuz diğer taraftan acımasız değerlendirmelerin açık hedefi. Yaptığınız işten emin olduğunuz ölçülerde kulaklarınızı haksız eleştirilere tıkıyorsunuz ama gördükleriniz, hissettikleriniz kanalıyla yani bir şekilde art niyetli saldırıların etkisini fark ediyorsunuz.
Ve güzelliklerini, iyiliklerini kollarınızı açarak kabul ettiğiniz hayatın çirkinlikleri, kötülükleriyle de baş etmeyi öğrenmeniz gerektiğini her defasında kendinize hatırlatıyorsunuz. Unutursanız sizi daha büyük bir kayıp bekliyor belki köşe başlarında : ); size zarar vermek isteyenler tarafından en büyük iyiliğe mahzar oluyorsunuz... Şansa bak! Onun için uyanık, dikkatli olmanız ve sürekli kendinizi geliştirmeniz gerektiğini hatırlatanlara da eyvallah deyin.
Hayatın bana kazandırdığı iyi insanlara şükrederken, onların ne kadar bulunmaz bir nimet ve kıymetli bir değer olduğunu hatırlatan, bunu daha net idrak etmemi sağlayan kimseye kızamayacağım, kızmamalıyım. İnsanın olgunlaşması pat diye olan bir şey mi, yavaş yavaş meyveler gibi zaman içinde mi olur bilmiyorum? Kısa bir süre öncesine kadar kızıyordum, üzülüyordum, kahroluyordum ama artık değil… Hem kendimin kıymetini hem de sahip olduklarımınkini özümsedim sanıyorum.
Siz de öyle yapın… Mübarek Cuma günü; kendinizi ve hayatınızı şöyle sakin bir köşede düşünün. Ne kadar güzel ve özel şeylere sahip olduğunuzu hatırlayarak, olamadıklarınız için kendinizi üzmekten vazgeçin. Allah'ın verdiği her şeye şükredin ve mümkünse vicdanınızı kirletmeden, kimseyi üzmeden üzerine bir gram dahi olsa değeri de emeğinizle siz katın.
Kendi kıymetinizi bilmekle başlayabilirsiniz… Kendinizi sevmekle. Kendinizle barışmakla… Ne kadar özel bir insan olduğunuzu hatırlayarak devam edin… Hayata bir süre bu pencereden bakın… Dünyanın ne kadar güzel olduğuna ve sizin bunu bugüne kadar fark etmeden geçirdiğiniz zamanlara yazık ettiğinizi anlayacaksınız.
İyi hafta sonları : )

YORUM YAP