Silivrispor Kulübü kurulduğu günden bu zamana kadar geçen süre içinde bin bir türlü entrika yaşamış tarihi gerçek anlamda başarılarla dolu bir İstanbul kulübüdür. Geçmişini sadece bu kulübün emektarlarından öğrendim. Sportif anlamda yaklaşık olarak 7 sezondur yakinen takibini yapmaktayım. Zaman oldu büyük bir çekişme içine girdiğim, zamanı geldiğinde en büyük destekçisi olduğum nadide bir kulüptür. İki sezondur tam anlamı ile sonsuz bir destek içindeyim. Geçen sezon bir önceki sezonun bıraktığı borç yükünün varlığı ile kurulan takım ligi iyi yerde bitirdi. O dönemin Başkanı Serdar Teker. Takdir ettiğim genç bir iş adımı ve yönetimi iyi işlere imza attı.
Hatırlarsınız o zamanları yine bu köşeden kendimi yırtıyordum, “Bu kulübün anahtarı Kaymakama teslim edilecek, bir çıksın devralsın. Fakat devralırken de şu kadar da borcu var diye yazılarım” vardı. İşte o yazılarımın ardından bu genç girişimci iş adamı çocukluk arkadaşları ile birlikte bir yönetim oluşturdular. Bu yönetimde o zamanlar işini ve vaktini Silivri’de harcayan Mustafa Saral’ı da kattılar. Geçen dönem çok zor geçti. Maddi ve manevi açıdan gerçek anlamda parçalandılar. Silivri’de kime selam verdilerse adeta borçlu çıktılar. Evet, hangi esnafa gitseniz Silivrispor adını verdiğinizde iki adım uzaklaşıyordu. Şimdi ise durum çok farklı. İlçede kimseye borcu olmayan bir kulüp oluşturuldu. Durum bu şekilde olunca da saldırılar farklı alanlardan geliyor ya onlara da alıştık artık.
Şimdi Mustafa Saral dönemi var. Umut var, gelecek var. Mustafa Saral kimdir? İşte bu soruya kaç kişi cevap verebilir? İçinde art niyet taşımadan cevap verebilecek kaç tane Silivrili bulabiliriz? Saral’ın doğumu Silivri değil. Aslını da asla inkâr edenlerden değil. Yıllar önce ilçeye yatırım yapmış bir iş adamı. Yaptığı akıllı yatırımlardan da kâr etmiş. Helal olsun. Aradaki fark ise Silivri’de kazandığını Silivri için harcıyor o kadar. Uzatmanın anlamı yok. Şu zamanda ekonomik olarak dar boğazın yaşandığı ve kimsenin elini cebine atmadığı bir zamanda belediyenin otogar desteğinin haricinde elini Silivrispor için cebine atan artık Silivrili bir iş adamıdır. Benim Mustafa Saral denildiğinde anladığım budur. Aynı sözlerimizi Serdar Teker için de kurarım. Silivrili olmayıp da Silivri’de kazandığını Silivri için Silivrililere harcayan her isimden Allah razı olsun.
Son günlerde yaşanan kulüp içindeki olaylara duygusal baktık. En azından ben duygusal baktığımı gönül rahatlığı ile itiraf edebiliyorum. Yanlış mıydı? Doğrudur kulübün aldığı karar bu zaman da yanlıştı. Fakat belki de bilmediğimiz olaylar bu raddeye getirdi. Hala da yanlışlığını savunurum. Kurduğu yönetimin işleyişini ve kişileri tartışabiliriz. Bu zamanda elini cebine atıp, takımını Süper Amatör Kümede Şampiyon yapan, şu an itibariyle Yükselme Grubu Play-Off maçlarının oynandığı grupta yine takımı üçüncü olan bir başkanı acımasızca eleştirmek yersiz gibi.
Ne zaman eleştirebilirim Mustafa Saral’ı? Bilemem ama belki Saral kadar kulübe para harcadığımda eleştiririm. Ya da Saral kadar maddi gücüm olduğunda sonuna kadar eleştirebilirim. Olaya bu kadar da maddi bakmamak lazım aslında. Kar kış demeden bir taraftar gibi iç ve dış sahada tüm maçlarını takip eden. Bunun yanında sezon başından beri hiçbir idmanı kaçırmadığını eklemek de gerekir. İşte bu kadar emek verdikten sonra eleştiri hakkım doğar. Dere geçerken at değiştirilmez de başka da bir hataya daha düşmemeyi önemsemeliyiz... Dereyi geçerken bu kadar ağır eleştirilerin yeri ve zamanı değil görüşündeyim.