Çanakkale Zaferinin yıldönümünde dünyaya örnek olan millet mücadelemizin ruhunu daha iyi anlamak için baş mimarı Mustafa Kemal Atatürk'ün kendi kaleminden savaş ve gelişmeye dair iki anekdot…
“Cesaret hakkında görüşülüyordu. Dedim -Malum-i âlileridir, kitaplarda, bir yerde gayet cesur olan asker, diğer bir yerde ürkek ve bilakis bir yerde ürkeklik göstermiş bir kıta-i askeriyenin diğer bir yerde cesur olabileceğini okudum. Ben daima tabiat-ı askeriye, ahval-i ruhiye ve maneviyeye çok dikkat ederim. Hakikaten bu hali birçok defalar ben de gördüm.
Bunun muhtelif avamil ve vesaiki olabiliyor. Kumandanların hal ve şanı ve kuvvet-i kalp ve itimad-ı nefse derece-i malikileri pek büyük ehemmiyeti haizdir.
Arıburnu'nda, Mahmut efendi namında Şamlı veya Halepli bir tabur kumandanı vardı. Bu benim kumanda etmiş olduğum 19'ncu fırkanın bir alayında bulunduğu için zaif'ül-kalp olduğunu hissetmiştim. Bu zat, bir gün, ilk Arıburnu'nun kanlı muharebatı hengâmda, doğrudan doğruya bana gösterdiği bir raporunda “Taburu yerinde tutmak mümkün değildir. Bunun yerine şayan-ı itimat diğer bir tabur göndermezseniz felaket muhakkaktır” dedi. Derhal mümaileyhi karargâhıma celbettim. - ‘Mahmut Efendi!' dedim. ‘Senin taburunu tanırım gayet kıymetli ve kahraman bir taburdur. Korkan sensin ve bütün maiyetinin senin gibi korkuyor, tevehhüm ederek kaçacaklarını kabul ediyorsunuz. Binaenaleyh düşmanın taarruzunda iddia ettiğin felaket olursa taburunun cesaretsizliğinden değil, senin cebanetinden vuku bulabileceğini şimdiden kabul ediyorum... Taburunuz bulunduğu mevkiden kıpırdamayacaktır!..'
O günün gecesi düşman filhakika faik kuvvetlerle 3 defa bu tabura taarruz etti. Siperlere kadar geldi. Kısmen siperlere girdi. Her defasında ateşle ve süngü ile Mahmud Efendi düşmanı attı. Ve sonra bana muvaffakiyetini büyük memnuniyetle mali bir raporuyla yazmıştı. Raporunda Mahmud Efendi'nin adeta mağrur cesaretli bir kumandan olduğu hissediliyor. Bu zat sonra iyi kumandanlık etti. Alay kumandanı oldu...”
***
“Dedim ki, ben her vakit söylerim, burada da bu vesile ile arz edeyim benim elime büyük selahiyet ve kudret geçerse, ben hayat-ı ictimaiyemizde arzu edilen inkılabı bir anda bir ''Coup'' ile tatbik edeceğimi zannederim. Zira, ben, bazıları gibi efkâr-ı avamı, efkâr-ı ulemayı yavaş yavaş benim tasavvuratım derecesinde tasavvur ve tefekkür etmeye alıştırmak suretiyle bu işin yapılacağını kabul etmiyor ve böyle harekete karşı ruhum isyan ediyor. Neden, ben, bu kadar senelik tahsil-i âli gördükten, hayat-ı medeniye ve ictimaiyeyi tetkik ve hürriyeti tezevvuk için sarf-ı hayat ve evkat ettikten sonra, avam mertebesine ineyim. Onları kendi mertebeme çıkarayım, ben onlar gibi değil, onlar benim gibi olsunlar. Mamafih bu meselede şayan-ı tetkik bazı noktalar var. Bunları iyice takarrür ettirmeden işe başlamak hata olur.”
Alıntılar: Karlsbad Hatıralarım
Mustafa Kemal Atatürk