Duyduk duymadık demeyin!
Silivri Lisesi binasının yıkılışı son hızıyla devam ediyor… Bina, yolumun üstünde, her sabah yanından geçiyorum… Her sabah yok oluşunu telefo-numa kaydediyorum… Hoş, o kayıtları da ne yapacağıma henüz karar vermiş değilim ya neyse …
Evet, bu durum haftalardır devam ediyor. Ben de haftalardır bu köşeden duyuruyorum ama yıkıcılarda dur durak yok. Yıkıma devam…
Yıkmaya karar veren ile yıkıcılar için bu yazdıklarım bir şey ifade etmiyor olabilir ama benim için, Silivri'de doğup büyümüş, ekmeğini burada kazanmışlar benim gibi biri için o kadar basit değil. Her sabah, bir çok anımın, yok olduğunu izlemek bana acı veriyor…
Ayrıca yıkımı seyredenleri de görüyorum ve onlarında “garç-gurç-pat-küt” seslerini duydukça içlerinin burkulduğuna inanıyorum ve hissediyorum… O nedenledir ki tekrar, tekrar yazıyorum… Seyrederken de, Irak'a girmiş ve Musul'u işgal etmiş ISİD'ın ilk günlerde tarihi eserlere karşı yapmış saldırı gözümün önüne geliyor, her nedense...
PLANSIZ OLMAZ AMA...
Silivri Sahil kesimini kapsayan 1/5000'lik planlar hafta içinde İstanbul Büyük Şehir Belediyesinden geçmiş… Bildiğim kadarıyla 2013 yılında böyle bir çalışma yapılmıştı ve askı süresi içinde mahallelerde bilgilendirme toplantıları yapılmıştı. Sonra yoğun itirazlardan dolayı plan geri çekilmişti. Şimdi, bu kabul edilen plan Başkanın onayından sonra yürülüğe girmiş olacak. Bunun da (1) aylık askı süresi var. Yine bu sürede Silivri Belediyesi değişik yerlerde bilgilendirme toplantıları yapacak daha sonra 1/1000'lik uygulama imar planı çalışmalarına başlayacak… Hayırlı olsun. Umarım bu defa geri çekilmek zorunda kalınmaz…
DÜNDEN BU GÜNE...
Hafta içinde 15 Temmuz hain darbe girişimi davaları vardı. Oradaydım. Çok fazla kalamadım. Çıktım… Nedeni, bir defa, ses düzeni çok kötüydü, söylenenleri anlamakta zorlandım. İkincisi, yargılananlara baktım her çıkan “Benim haberim yoktu, ben başka bir şey zannettim, komutan öyle emir vermişti” demekte kimse yaptıklarını savunmuyor… Üçüncüsü de, avukatların soruları çok sığdı...
Bu mahkemede daha önce “FETÖ KUMPASI” diye adlandırılan Ergenekon - Balyoz davaları görülürken, izlemeye gelen kalabalıklarla beraber, izlemeye çok gelmiştim.
O zaman şimdiki gibi değil, tazyikli su ve biber gazı ile karşılanmıştık…
Şimdi öylesine kalabalıklar yoktu…
Sonra, içerde de dışarıda da izleyicilere yer boldu…
Dediğim gibi, birkaç saat izleyebildim…
İzlerken de ‘Şimdi burada adalet mi dağıtılıyor?' dedim kendi kendime…
Yargılananlara “Neden şöyle yapmadın, böyle demedin” gibi sorular soruluyor onların cevabı “Komutan dedi veya ben darbe değil, tatbikat var zannettim, ya da bana terör saldırısı var, dendi veya karşıdaki sivillerin içinde canlı bomba var yaklaştırma ateş et dediler” diye cevaplıyor. Ve, “Ben hain değilim” diye savunmasını tamamlıyor… İzle, izle bitmez. İlk okullardaki “müsamere” gibi bir şey...
BAKALIM NE OLACAK ?
Fotoğrafı bölgede çıkan bir gazete haberinde gördüm altında Çatalca Belediye Başkanı Cem Kara “İlçemizin bir karış toprağını alamazsınız” yazısı …
Biraz daha altında “Herkesi 15 Ekim Pazar günü saat 12.00'de İnceğiz Mağaraları Mesire Alanı için piknik yapmaya davet ediyor” yazıyor…
Anladığım… Anlatmaya çalıştığım…
Olay “Sen benden değilsin, o nedenle senden aldım, benden olan belediyeye veriyorum” olayı…
Olay, Çatalca sınırları içinde İnceğiz Mağaraları Mesire Alanı'nın Çatalca Belediyesine haber bile verilmeden Arnavutköy Belediyesi'ne verilme olayı...
Olay, tıpkı Danamandra Gölleri olayında olduğu gibi (Biliyorsunuz, Danamandra Doğal gölleri ve etrafı yıllar önce ayni şekilde Silivri Belediyesinin ve Danamandra Muhtarının haberi olmadan Esenyurt Belediyesine tahsis edilmişti)…
Şimdi… Çatalca Belediye Başkanı Cem Kara “Çatalca bunun hesabını sorar” diyor. Elinden gelen ancak o! Ne yapsın!
Tahsisi yapanları Çatalca Halkına şikayet ediyor…
Hoş… Çatalca'ya veya Silivri'ye fark etmiyor, zihniyet bu!
Neyse…
Bir ilçe Belediyesi sınırları içinde olan bir mesire yerini nasıl olur da başka bir belediyeye tahsis ederler, anlaşılır gibi değil…
Bu doğru bir iş mi?
Etik bir iş mi?
Gayet tabii ki hayır… Çatalca Belediye Başkanı “Ben gidip Arnavutköy Belediyesi sınırları içinde bir yere talip olsam yakışık alır mı? Doğru olur mu ?” demiş…
Demiş demesine de… Sonucun ne olacağını da hep beraber göreceğiz…
Bu olayda… Dün olduğu gibi bu günde Çatalca'nın, Çatalcalıların yanındayım!
SORUMLUSU BELLİ
En önemli saydığım ABD ile yaşanan VİZE krizi devam ediyor…
Öyle böyle değil kendimi bildiğimden bu yana ABD ile bu boyutta kriz yaşamamıştık...
Düşünebiliyor musunuz?
Trump efendi, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için “ABD'ye giremezsiniz” diyor. Buna, ülkemi temsil edenler de dahilmiş…
Aklınız alıyor mu?
Bu, bizi “Somali, Kamboçya, Uganda, Arabistan, Katar” ile aynı yere koymak gibi bir şey…
Düşünebiliyor musunuz?
ABD, müttefiki olan NATO üyesi bir ülkemiz insanına “seni ülkeme koymuyorum” diyebiliyor… Buna cesaret edebiliyor…
Hatırlarım, iki ülke karşılıklı ilişkilerin “buz haline geldiği” KIBRIS olayında benzerini yaşamıştık. Ama, böyle bir muamele görmemiştik…
Bu günkü Cumhurbaşkanımız ne derse desin böylesine bir davranışı bu güne kadar görmedik…
***
Neyse… Her konuda olduğu gibi bu konuda da tek konuşan Cumhurbaşkanı…
Dış işleri Bakanı… Büyük elçi…Başbakan… Hiç biri ağzını bıçak açmıyor…
Görülmüş şey değil…
Ve... Bilinen kadarıyla, Türkiye dış işlerinde en deneyimli diplomatlara sahip bir ülke...
Ve... Yine bilinen kadarıyla, Cumhurbaşkanımız, bu güne kadar onları hep “MONŞER” diye küçümsedi… Yanlış kabak gibi ortada… Bu durum sona ermeli…
Sonuç…
Bu ülkeyi 15 Yıldır tek başına iktidar olan bir parti yönetiyor ve Mecliste ezici çoğunluğa sahip. Ortada kötü bir durum varsa sorumlusu onlardır… Nokta.
TAPU VE ECRİMİSİL
Tapu ve Ecrimisil meselesinde hala bir gelişme yok… Ecrimisil Kağıtları tomar, tomar geliyor. Ödeyen ödüyor ödeyemeyenin borcuna yazılıyor. Henüz HACİZ filan yok. Lakin, bu “kesinlikle olmayacak” demek değil..
MERAKLISI SORUYOR
• Eski İBB Başkanı Kadir Topbaş Meclisine 7196 dosya sunmuş ve bunların 5.400'ü doğrudan imarla ilgili imiş lakin (5)'ini tekrar görüşülsün diye iade etmiş, neden?
• Halen Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek'in birilerine Ankara'yı Parsel-Parsel sattığı kendi partilisi tarafından televizyonlarda açık, açık söylenmişti ne oldu o mesele kapandı mı?
• 17/25 Aralık olaylarında o ayakkabı kutusundan çıkar paralar ile para kasalarından çıkan paralar konusunda vergi daireleri ne yaptı?
• Ülke kötü duruma düştüğünde , bundan muhalefeti sorumlu tutan dünyada kaç ülke vardır?
İSTER İNAN / İSTER İNANMA
“…Tamam sandıkla gelen sandıkla gider… Ama bu belediye başkanlarını sandığın önüne kim çıkardı? O atlanıyor…
(Cumhurbaşkanı ve aynı zamanda
AKP Genel Başkanı R.Tayyip Erdoğan)
SOSYAL MEDYADAN
• Benim sağlam bir yapım var aynı hatayı iki kez yapmamdan emin olmak için en az 5-6 kez yaparım…
• Annem odanın toplamadan çıkma, dedi, ben “Toplayamam ben sözelciyim” dedim. Annem “Ben sayısal, iyi çarparım” dedi…
• Para verip dershaneye gidiyorum ama hoca gelmeyip ders boş geçtiğinde seviniyorum… Ben nasıl biriyim ?
GÜNE UYAN
“Gelmeyeceğini bile, bile beklemek saflık, aptallık değil aşktır. “ (N.Hikmet Ran )