Yazsan bir türlü, yazmasan başka dert…
Keşke hafta sonu yaşadıklarımız gördüğüm kişisel bir kâbustan ibaret olsa ve bir yerde uyansam diye düşünüyorum; ama maalesef…
Cuma akşamı Silivri Yoğurt Festivali etkinliklerini takip etmek için sahile indiğimiz andan itibaren cep telefonumdaki internet bağlantısının sağlanamamasından huzursuz oldum. Fransa'nın Büyükelçiliklerini kapatmasından bu yana endişelenmiştim zaten bunu Nis'teki saldırıya yordum yine de rahat değildim…
Silivri Dans harika bir gösteri sundu… Mustafa Kepçeli'nin sözleri dansla olağan üstü bir şekil bulan kültürel geleneğimizin güzelliğini taçlandırdı; 7'den 77'ye birlikte folklor muhteşemdi!
Derken Silivri'de müzik deyince her kapıyı açan sanatçı ruh sahneye çıktı Volkan Yaran… Orkestra ve solistin performansı harikaydı…
Yoğurt Yeme yarışı, Fatih Erkoç heyecanı derken bir şeyler oldu… İçimdeki endişe ve huzursuzluğun kat be kat fazlası karabasan gibi alana, Silivri ve sonradan anladığımız üzere ülkemizin üstüne çöktü!
Terör saldırısıdır diye düşündü herkes ilkin. Sonra asker ve polisin çatıştığı haberiyle buz kesti herkes! Ardından yarım yamalak, bir “darbe” lafı atıldı ortaya…
Allah'ım kötü bir şaka olsun ne çok istedim?
Sonra bütün gece, ertesi gün olup bitenlere şahitlikle geçti vaktimiz… Tepeden tırnağa 15 Temmuz gecesi meydana gelen olayların seceresi döküldü önümüze, arkamıza, başımıza; yer çekildi ayaklarımızın altından… Kimyamız, dengemiz bozuldu! Bizim gibi düşünmeyenleri ‘ötekileştirmeyi' bırakın yerin dibine gömse içim soğumayacak bir anlayış hakim oldu... Sokaklarda savaş, sosyal medyada kıyım! Darbecilerin yapamadığını, kendi kendimize yapmayı yeminli gibiydik!
Ülkemiz terör belası ile mücadele ederken, askeri kendi halkı ve polis ile karşı karşıya getiren niyetin nasıl bir ihanet olduğunu yazmaya kelimeler kifayetsiz kalır. İç savaş ‘kıvılcımı' değil tam tamına ‘yangını'…
AK Partili arkadaşların hassasiyetini anlıyorum da bu darbe girişimi sadece onlara değil bütün ülkeye karşı yapıldı. Doğrudan Türkiye Cumhuriyeti ve demokrasimizi hedef aldı. Her iki kavrama daha çok önem göstermemiz gerektiği dersini de çıkarmayı unutmayalım!
Konunun bir de Türk Silahlı Kuvvetleri boyutu var!? Bu darbe kalkışmasının Türkiye ve Hükümet açısından önlendi ama TSK açısından konu ne yazık ki o kadar basit ve iyimser değil.
Cemaate ülke yönetimi üzerinde bu kadar söz sahibi olduklarını düşünme cüreti verenler ve TSK'nın zayıflatılmasına göz yuman, önleyemeyenler bugün aldığımız yaraları sarmada en fazla sorumluluk sahibi olmalı… En nihayetinde hepimiz büyük hasar aldık. Yeni kayıpları da saflarımızı sıklaştırarak önleyebiliriz, olanları ancak birlik ve beraberlik içinde telafi ederiz.
Cemaate her istediğini verdiğiniz zamanlarda tepki duymadık, görmedik...
Cemaat TSK'yı zayıflatılırken, itibarsızlaştırılırken tepki gösterenleri yalnız bıraktık...
Şimdi Cemaat darbe girişimde bulunduğunda bu ülke için ortak tavır sergileyenleri unutmamak, saygı göstermek lazım! TBMM'ye bomba mı atılması lazım AK Parti, CHP, MHP ve HDP'nin ortak tavrını görmemiz için!?
Tüm ülkemize geçmiş olsun… Türkiye'yi seven hiç kimse bu darbe girişimini desteklemez. En kötü yönetim, en iyi darbeden bin kat daha iyidir; aslına bakarsanız kıyas dahi kabul etmez.
Zorbalık, zorbalık doğurur… Şiddet de aynı şekilde… Darbe girişimine de kimse sevinmedi, başarılı olmasını da isteyen yok. Başarısız bir girişimin bize mal olduğuna bakıyorum da tam olarak gerçekleşmesi durumunda olabilecekleri düşünmek bile istemiyorum.
Kendi içimizde düşman tohumları ekmekten vazgeçelim, bunları beslemek gelecekte daha büyük sıkıntılar yaşamamızdan başka bir şeye yaramaz… Bu ülke o kadar güzel ve güçlü ki yeter ki hoşgörü, saygı içinde yaşayalım mutluluğumuz sağlanmış olur. Türkiye Cumhuriyetinin bizlere verdiği nimetlerin kıymetini bilelim; bindiğimiz dalları kesmekten vazgeçelim…
Not: Bir kamyon dolusu laf daha etsem içim soğumayacak, canımın acısı geçmeyecek. Allah aşkına vatana ihanet edenle hizmet edeni ayırt edin artık. Felaketlerimizi dışardan destekleme meraklısı da çok ama izin veren bizleriz. Bu ülkeye ve güzel insanlarına kıymayın!